Engelli olma hali ister doğuştan ister sonradan olsun kişinin elinde olan bir şey değildir, bir tür hastalıktır, utanılacak bir şey asla değildir. Lakin o kişi uzvunun kaybına göre belki yardıma ve belki özel tedbire muhtaçtır. Toplum olarak hep bir arada yaşadığımız için de engelli vatandaşlarımızın hareketlerini kolaylaştırıp normalleştirecek tedbirler almakla yükümlüyüz. Evvela devlet ve sonra yerel yönetimler ve Sivil Toplum Kuruluşları olmak üzere tüm diğer vatandaşlara düşen görev onlara engelli olduklarını hatırlatmamak ve hayatlarını kolaylaştırmaktır.
Peki gerçekte öyle mi? Çoklukla evet! Ancak bazıları da var ki tamamen duyarsız ve cahil.
Mesela engelli araç yerine parke den sağlam vatandaşlar. Sanıyorlar ki o yerler süs olsun diye ayrılmış. Bilmiyorlar ki oralarda tekerlekli sandalye şarj kitleri var, girişe daha yakın yerler, özel bir takın tutunma yerleri veya ikaz işaretleri bile sadece oralarda var. Fırsatçılıkla orayı kapmak ve gerçek engelliyi zor durumda bırakmak reva mı? Bu durumda gerçek zeka engellisi hangisi oluyor?
Otobüslerde engelli yerlerine oturanlar, hastanelerde sıra beklerken engellilere yer vermeyenler …
Bir de hak etmediği halde araba veya maaş almak için sahte rapor alanlar veya abartanlar var…. içler acısı bir durum. Engelli annesi adına yarı fiyatına engelli plakalı araba alıp sahilde vergisini vermediği o arabayla volta atanlar var.
Görme engellilere yaya veya arabalı olarak yol vermeyenlere bile rastladım.
Bu durumda gerçekten soruyorum engelli olan aslında kim?
Engelsiz olabilirsiniz ama engel siz olmayın.
O insanların hayatlarını karartan o hadise hepimizin başına gelebilir. Nasıl adalet herkese lazımsa, engellilere karşı duyarlılık da herkese lazım. Belli mi olur belki bir gün o tekerlekli sandalyede oturan biz oluruz!
Benden demesi.