En son babalar duyar
Bu deyimin en fanatik taraftarları annelerdir malesef. Kız çocuklarının da hoşuna gitmiyor değildir. Hele ki erkek çocuklar babaları duymasın diye daha anlayışlı ve şefkatli kabul ettikleri annelerini bu anlamda çok severler.
Deyimin yerleşikliği çocukların anneyle daha yakın olmalarıdır, bu gayet normal. Baba genellikle iştedir, anne de çalışsa bile telefonda, akşamları çocuklar daha ziyade anne ile sohbet eder, dertleşirler. babalar daha mantıklı, daha keskin yaklaşır konulara diye belki. Lakin babalardan saklanan bazı şeyler kabul edilebilirken …bazı şeyler babalardan saklanmamalıdır.
Aslında çağdaş ve aydın aileler her şeyi konuşabilmelidir. Konuşma yoksa, iletişim kopuksa dert var demektir.
Kontrol ve takip, iletişim pek çok zararı daha en başta engeller. Bu anlamda konuşulabilmelidir. Konuşulamayacak bir şey ise genelde ya yanlıştır, ya utanç verici. O zaman zaten onun terki gerekir.
Annelere bu anlamda çok görev düşer. İnce elemekte, ince düşünmekte fayda vardır anneler adına. Babalara hangileri söylenecek, hangileri sonra duyurulacak belirlenmelidir. Asla diye bir seçenek kabul etmiyorum çünkü gerçekler uzun süre saklı kalamaz.
İş işten geçmeden tedbir almak esas ise, babaların tecrübe ve düşüncesine mutlaka yer verilmelidir kararlarda.
Basit şeyler, kız çocukların özel halleri babaya bildirilmese de olur ama dertler, güvenlikle ilgili meseleler, aile ekonomisini doğrudan ilgilendiren haller ve elbette terbiye konusu babalardan saklı kalamaz, kalmamalıdır.
En son babalar duyar diye, babaları sahne dışına itmek ve her şey olup bittikten sonra sanki onay makamından başka bir şey değilmiş gibi babalara duyurmak kabul edilir bir şey değildir. Çünkü bu durum babanın sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, yetki ve haklarına da müdahaledir. Aynı şey annelere yapılsa anneler bunu kabul edebilir mi?
O halde anneler çocuklara duyurmadan bile olsa durumu babaya mutlaka izah etmek en azından özetlemekle doğruyu bulurlar.
Gençleri bekleyen tehlikeler babayı birinci derecede ilgilendirdiği için ve terbiye aslen babanın görevi olduğundan ahlaki, ekonomi babanın asıl konusu olduğu için ekonomik, güven ve emniyet öncelikle babanın görevi olduğu için kötü arkadaş ve kötü alışkanlıklar babadan saklı kalmamalıdır. Kalırsa teşhis ve tedavi gecikir, geri dönülmez tahribatlar ortaya çıkar.
Özellikle gelin ve damat yani izdivaç (evlilik) meselelerinde kız ve erkekler annelerine danışırken, babaları saf dışı bırakırlar. En azından başlarda. Anneler durum biraz mesafe kat edene kadar babaya durumu açmazlar. Neden sonra yahut ciddi gelişmeler olunca baba duyar.
Bunu irdelersek de aslında yukarıdaki paragrafı yinelemek gerekir.
baba genel ve güncel tecrübe ve hayat görüşüyle devre dışı kalmayı hak etmez. Baba varsa sorunlara başka açılardan bakma melekesine sahiptir. baba deneyimleri ile dışarıdaki tehlikeleri daha yakından tanır. baba daha geniş araştırma imkanlarına sahiptir. babalar diğer babalardan yardım alarak daha geniş tecrübelerle konuya daha ılıman ama daha çok yönlü yaklaşabilir. Her şeyden evvel babalar anneler gibi duygusal bakmaz olaya sadece. Her açıdan bakar. Sırf güzellik değildir babaların isteği kızlarının damat adayı için yahut para durumu.
babalar geniş muhakemeleriyle, araştırıcı kimlikleriyle, tavizleri reddeden duruşlarıyla daha mantıki, anneler şefkatleri ile daha yumuşak ve hoş görülüdür.
Çocuklar da bu nedenle önce konuya duygusal yaklaşmakta ve mantığı bir kenara koyarak kalplerinin sesini dinlemektedir. babalar ise konunun beyin, mantık, gerçek uyanıdır. babalar ayakları yere basan özetler yapar, anneler duygusal açıdan masallardan esinlenir, dizilerden görür, romanlardan hatırlar ve öncelikleri farklıdır.
M3esela anneler çocukları ekonomik zorluk çekmesin isterken…. babalar damat adam olsun, fakir olsa da der.
Bu sebeple… çok geç olmadan babaya duyurmak gerekir.
her hâlükârda yine en son babalar duyar ama dediğim gibi bu deklare anı çok geç olmadan yaşanmalıdır.
Yoksa ne olur? babanın olumlu katkısı, farklı bakış açısı, değerli tecrübesinden feragat edilmiş olur, mantık kaybolur, duygusal yaklaşılır olaya ve hüsran kaçınılmaz olur.
İşin doğrusu çocukların anne ve babaya durumu olgunlaşınca hemen bildirmesi, ailece ortak karar alınmasıdır. özele girmeden, kesin konuşmadan, kısır döngülere girmeden, fazlaca baskıcı olunmadan bulunacak çözümler, duygu ve mantık süzgecinden geçeceği için daha tutarlı olur.
Bunun için de mesela tanışmalarının mesela ikinci ayı, adayların anne ve babayla tanıştırılmasıdır ki temayül zaten böyledir.
Babasız evlerde, yahut annesiz ocaklarda durum elbette farklıdır ve çift kimliği yüklenmek durumundaki kalan birey hem annelik hem babalık yapmak durumundadır. Bu da mantık ve duygu yükünü birlikte yükler ebeveyne. Bu zordur ama zorunludur.
En son babalar duyar sözünün bende bıraktıkları izler böyle.
Benden demesi.