Empati kurmak – başkasının gözüyle bakmak
Empati kelime anlamı olarak başkalarının gözüyle, aklıyla, kalbiyle olaylara bakmak demektir. Kısaca kendini onun yerine koymak.
Duygusal Empati: başkalarının duygularını hissetme becerisidir. Örneğin, acı çeken bir arkadaşınızı görünce kendinizi onun yerine koyarak onun acısını hissetmek. Bilişsel Empati ise başkalarının düşüncelerini anlama becerisidir. Bu tür empati, insanların ne düşündüklerini ve neden böyle düşündüklerini anlamaya çalışır.
Sayısı etkileşimimiz var gün içinde. Tanıdıklarımızla, iş arkadaşlarımızla, yabancılarla sayısız etkileşime giriyor, sorun yaşıyor, cevaplar arıyor, tesir bırakıp, etkileniyoruz başkalarından. Karşımızdakini çoğu zaman tercüme edemediğimiz için de yanlış anlaşılıyor yahut yanlış anlıyoruz.
Empati bu anlamda önemli. Onda ne tesir bıraktığımızı ya da olayların onda oluşturduğu fiziki ve duygusal tesiri anlama becerisi empati. Önemli çünkü teşhis tedavinin ilk ve önemli aşamasıdır. Karşımızdakinin nasıl etkilendiğini anlayamazsak iyileştirme veya paylaşma sürecine de geçemeyiz.
İş hayatında dahi empati yaparak müşterinin ilgi ve isteğini anlamak mümkün.
Yardım ve paylaşma gibi iyilik çatısı altındaki meselelerde de, kırgınlık ve nefret gibi kötü bahislerde de empati ile anlamaya çalışmak ilk adım.
lakin çoğu zaman haddinden fazla benciliz ve karşımızdakini anlamaya çalışmıyoruz.
Duymak ve işitmek, bakmak ve görmek bu yüzden farklı kavramlar. Empati işte aslında bu kavramların doğruları. Yani kendimizi onun yerine koyarak, onun nasıl hissettiğini, ne düşündüğünü anlayabilmek konuşmasa bile.
Çünkü söylemek için konuşmaya her zaman ihtiyaç yoktur.
Empati birlikte yürümeye karar verilen durumlar için de geçerlidir, aksi istikamete yürümek fikrinde olunan zamanlarda da. Samimiyetin, içselliğin, dürüstlüğün anlaşılması için de ihtiyaç vardır empati kurmaya, tehlikelerden sakınmak için de. Çünkü hem hamle hem savunma için insan aydınlıkta olmak zorundadır. Karanlık, muallak ve bilinmeyenlerle dolu bir etki, bizde anlaşılmaz tesirler bırakabilir.
hani dertlere ortak olmak, sevinçleri paylaşmak diyoruz ya karşımızdakinin dertli mi sevinçli mi olduğunu anlamak için bile empati kurmak gerekir.
Bilhassa ikili ilişkilerde o kişinin hakkımızda düşündükleri önemlidir. Bunu anlamak için beden dilini okumak ve empati kurmak gerekir.
Meselelere bakış açımız her birimizin başkadır. Bu sebeple insanların o hususa nasıl baktığını anlamamız için de empati gerekir. Çünkü herkesin yetiştirilme tarzı, eğitimi, karakteri farklıdır. Üstelik o haber veya olayın kişilere yansıma ve duyurulma şekli de farklıdır. Bu açıdan objektif, dürüst ve anlaşılır olmaya ihtiyacımız var. Bu önemli çünkü sadece kendimiz başkalarıyla empati kurmayız, başkaları da bizimle empati kurar. Onların bizi anlamalarına fırsat vermeliyiz ki bizi anlayabilsinler. Hatta sözlerimiz o denli açık ve anlaşılır olmalı ki empatiye gerek kalmadan insanlar fikirlerimize erişebilsin.
Aynı şey bizim başkalarıyla kurduğumuz empatilerde de geçerli. O kişi kendini kapatırsa, bize kendisini açmak istemezse sınırlı bağ kurabiliriz ama niyet ve maksatlar tam anlaşılır olamaz.
Toplumu veya belirli bir zümreyi anlamak açısından da empati önemlidir. Karşıt grupları da, karşı takımın taraftarlarını da, farklı siyasi ve dini görüşte olanları da, gelir seviyesi farklı olanları da. Çünkü her sınıf ve seviyede öncelikler değişir, temel ihtiyaçlar değişir. Bu nedenle o kişinin ortamını ve etki-ilgi sahasını da doğru tayin etmek gerekir.
Başka ulusları, karşıt cinsi de anlamak için empati gerekir ki sanırım en zoru kadınları anlamaktır. Çağlar boyu bilinmezliğini koruyan bu meselede tam başarı söz konusu değildir çünkü ihtiyaçlar, ilgi sahaları, öncelikler tamamen farklıdır, meseleye bakış açıları da fiziksel, maddi, duygusal, kaprisli vs… baştan sona fark eder.
Zaten beyin okuma veya kalp okuma asla mümkün değildir. Fal bakmamak, tahminde bulunmak içindir tüm bu sayılanlar. Gerisi kişinin beyanına kalmıştır. Mimiklerle, tebessümle veya kelimelerle olsun o kişi kalbini açar ve izahatta bulunursa empati tamam olur. Aksi halde tahmin en doğrusu bile olsa tahminden ve yarım kalmaktan öte gidemez.
Ancak bu bile bizim yaklaşım için gerekli ilk adımı atmadan önceki hissiyatımızı engellemez. Yani o kişinin üzgün olduğunu kolayca anlarız. Neden, nasıl, ne zaman, kimden dolayı gibi sorular sonradan gelir. Keza sevinçli olduğunu da anlarız ki sebebi sonradan gelir.
Bize ilk başta düşen ilk izlenimde isabeti yakalamak ve onun açılmasını beklemektir.
Bence.
Yine bence insanlar konuşmasalar bile kalplerini, düşüncelerini önlerine kalkanlar koymadan başkalarının okumalarına açmalıdır ki ketumiyetin çoğu zarar, içe kapanmanın zararı fazladır.
Derdini anlatmayan deva bulamaz sözünden de hareketle denebilir ki anlatmasak da başkalarının bizi anlamasına mani olmamak gerekir.
benden demesi.
Empati kurmak – başkasının gözüyle bakmak bu nedenle insan olmanın gereği, hayatı paylaşmanın şartıdır.