Elysium hayali
Elysium : Yeni Cennet filmi 2013 yapımı bir bilim Kurgu, Aksiyon, Gerilim filmi. Yönetmenliğini Neill Blomkamp’ın, senaristliğini Neill Blomkamp’ın yaptığı filmde oyuncular: Matt Damon, Jodie Foster, Sharlto Copley.
Filmin konusu kısaca şöyle;
Film uzak gelecekte, 2154 yılında geçiyor ve uzayla yakın teması konu alıyor. Asli görev yaşanmaz hale gelmiş dünyayı ve beraberinde insanlığı daha temiz bir dünyaya taşımak. Tıpkı Prometheus’yi çağrıştırırcasına. Yunan mitolojisine göndermeler içeren Filmde, varlığını sürdürebilen iki sınıfın çatışması temel alınmakta. Elysium’un zengin ve şanslı “egemenleri” teknoloji alanında üst düzey bir gelişim gösteren gezegenlerinde lüks içerisinde yaşarken; “çürümüş dünya”da geri kalan kalabalık insan topluluğu tedavi ihtiyaçları için bile Elysium’a ihtiyaç duymaktadır. Ancak iki gezegen arasında yapılan anlaşmalar gereği Elysium’a girmeleri yasaktır. Ta ki Elysium’a gitmekten başka çaresi kalmayan Max isimli sıradan bir adam çıkana dek… Merak edenler izlemekte tereddüt etmesin bence. Ben defalarca izledim.
Yazı konumuza gelince; film bir ütopyayı esas alıyor “Sahte Cenneti”. Adına yeni demişler ama yeniden ziyade sahte. Sadece bir zümreye ev sahipliği yapan, her türlü teknolojik gelişmeyi barındıran, gökte asılı, yeşil, temiz, korunaklı ve sağlıklı (!) bir yaşam modülü. Yaşanmaz hale gelen dünyadan kaçış şansı.
Yerdekiler yani dünyadakiler ise ikinci sınıf vatandaşlar. Parasız, cahil, hastalıklı ve çalışmak zorunda olanlar. Yani goyimler. Vatandaş kelimesi de çok doğru olmayabilir çünkü dünyanın her tarafından insanlar var hem yukarıda hem aşağıda. Zaten şartlar gereği kirlenmiş dünyada yaşanabilir alanlar da daralmış ve sınırlar çoktan kalkmış.
Baş kahraman Max radyasyon alınca küçüklükten beri hayali olan yere gitmesi artık bir mecburiyet olmuştur tedavi için. Bu ise dünya halklarının isyanına ön ayak olmak anlamı taşımaktadır. Nitekim gider ve sistemi resetleyerek sınırları ortadan kaldırır. Sonrası dünya yukarıya taşınmış olur, sağlık imkanları yere indirilir, vs.
Küresel mekanizmanın hayalini yansıtan bilim kurgu filmlerden daha önce bahsetmiştim. Yani bu filmde o anlamda masum değil. Algı yaratmak, deneme ve nabız yoklaması yapmak, adeta antrenman veya tatbikat yapmak gibi bir düşünce fırtınası.
Seçkinler ve diğerleri diye ikiye ayrılmak üzere olan dünyada bir avuç varlıklı kimsenin, bu kalabalık, yaşanması zor ve tehlikeli ortamdan kaçış hayali Elysium. Bu yalan değil. Çalışıyorlar. Bilhassa Elon Musk öncülük ediyor hayale.
Robotlara taşınası akıllar, 200 yıla varan yaşamın gerektirdiği organ nakilleri ve suni organ kullanımları, taze kanlarla değiştirilen yaşlı kanları bu hayalin somut ayak izleri. Kanserden arındırılmış bir yer orası. Terör yok, kirli hava yok, haşa kıyamet bile dokunamayacak onlara. Dünya ile aralarına ördükleri duvarlar o denli güçlü ki izinsiz geleni protokol gereği vurup öldürebiliyorlar. Yani kurallar o kadar sıkı.
Lakin dünya ve yaşam dinamikleri buna izin vermiyor elbet. Başkalarınca yazılan kaderler kabul görmüyor ve isyan kaçınılmaz oluyor. Bu küresel nizama bir tepkiyi de canlandırıyor bu anlamda. İsyan eden dünya halkı sınırları çiğneyip geçiyor ve eşitlik sağlanıyor.
Bence küresel ağabeyler buna çözüm arıyor şu an. Nasıl steril bir yaşam kurarız ve nasıl mikropları uzaklaştırırız yaşamımızdan.
Bu dünyada da durum aynı değil mi Elysium olmasa bile?
Onların hayallerini bilirsek, bizlere neler yapmak istediklerini ve bize reva görülen durumu da anlama şansımız olur. Ben bu yüzden bu filmi çok severim. İzleyin sizlerde ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Dünyayı sahte cennet haline getirmeleri zor. lakin bu gezegeni mi arındıracaklar, yoksa arındırılmış bir uydu kente mi göç edecekler zamanı gelince göreceğiz. Lakin bizlerle aynı havayı solumak istemedikleri gün gibi ortada. Bunun için bizlerin ölmesi gerekecekse… emin olun bunu da yapacaklar, yaparlar.
Bence.