Dijital paraya geçiş süreci
NOT: Bu yazı bir yatırım tavsiyesi değildir.
Dünya, insanlık tarihiyle beraber maddi değer ifade eden alım güçleriyle ilgilendi. Bu çoğu zaman altın oldu, değerli taşlar veya mallar oldu ama hepsi elle tutulur şeylerdi. yani gerçekti. Şimdi sanala rağbet ve global nefretler dünya ekonomilerini gerçek olmayan ama kendilerince kurgulanmış bir değer belirleme sistemine kanalize ediyor. Dayatıyor desek yeridir.
Küresel dünya hedefleri arasına dijital yani sanal parayı alalı uzun zaman oldu. Kredi kartları bunun ilk denemesiydi. Banka hesaplarındaki sanal altın ve dövizler de. Şimdi kağıda bağlı olmayan, hatta ortada olmayan bir sanal para sistematiği geliştirecekler. Hem de çok yakında. Son yılların DAVOS toplantılarında bu alenen görüşüldü ve tahminimce ülkeler aralarında protokol bile imzaladılar. Yine tahminimce ülkeler Merkez Bankalarındaki altın rezervlerini bu maksat için belirli merkezlere havale edip, rezerv kripto paradan kısmi talepte bulundular.
Anladığım kadarıyla iki tür dijital para olacak. İlki rezerv dediğimiz tüm dünyanın ortak parası olacak ama bunu devletler kendi arasında kullanacak. İnsanlar ise kendi ülkelerince aynı esaslarla ama farklı şekillerde hazırlanmış kripto paraları kullanacak.
Bu paraların elle tutulabilir olmasını düşünmeyin. Muhtemeldir banka kredi kartları gibi bir hayali para olacak.
Devletlerin dijital parası ise belki sertifikalandırılacak ama yine hayali, yapay bir şey olacak.
Peki tüm bu hazırlıklar ne demek?
Şu an ki kapitalist düzeni kendileri kurduğu halde sistemlerin tıkandığını onlar da anladılar. Dünya parasının % 60’na sahipler ama hala dünyaya diz çöktüremiyorlar. Çünkü kara para, kayıt dışı para bir hayli fazla. Bu dünyanın her ülkesinde böyle. Emisyona yani bilançoya dahil olmayan trilyonlarca dolar var ortada ve asıl gayelerinden biri bunu engellemek.
Ayrıca sisteme dahil olmayan dünyada 1 milyardan fazla insan var. Kredi kartı, cep telefonu, vatandaşlık numarası olmayanlar gibi. Bu insanları da sisteme kayıt etmek istiyorlar.
İnsanların tamamını sisteme kaydedince, kara ve kayıt dışı parayı da kontrol altına alınca insanların çaresiz kalacağına ve boyun eğeceğine eminler. Lakin yastık altı para, döviz ve altına ulaşamıyorlar.
Yastık altındaki paraları hükümsüzleştirip, tüm kağıt paraları tedavülden kaldırıp dijital paraya devşirince ortada bilinmeyen kağıt para da kalmaz diye düşünüyorlar.
Yeni sistemdeki maksatları sıfır kara para ve kayıt dışı para olduğu için çok katı olacakları da muhakkak.
Yastık altı, yer altı ve merkez bankalarındaki altınlar ise (gümüşle beraber) dijital paranın tek karşılığı olacak. Yani insanlar ellerindeki altınları bozdurup dijital paraya dönüştürecek.
Dünya vatandaşlığı gerçekleşirse yani sınırlar kaldırılıp, tek maaş sistemine dönülürse asgari ücret gibi temel evrensel gelir devreye girecek ve mesela herkese 3500 Euro gibi bir maaş bağlanacak. Bunun şartı sisteme kayıtlı olmak olacak tabi sisteme direnmemek ve ceza puanı almamış olmak.
Ülkeler veya ülkeler sınırları kaldırırsa toplumlar diyelim merkez bankalarındaki altın rezervleri kadar rezerv kripto paraya hak kazanacak ve kendi insanlarına da o parayı herkesin getirip teslim edeceği altın ve gümüş nispetince dağıtacaklar. Yani Au-Ag, yani altın ve gümüş yeni dijital çağın dijital para teminatı ve karşılığı olacak. Böylece hem yastık altı ekonomileri engelleyecek, hem gerçek para ve değerleri ortadan kaldıracak, hem sistemi ölümsüzleştirecek, hem sanalı gerçeğe galip kılacaklar. Gayeleri bu. Daha adını koyamadılar, daha dünya hazır hale gelmedi, daha büyük kaos ve büyük sıfırlama yaratamadılar. Lakin takvime bağladılar. O yüzden diyorum ya onların yapacağı hiç bir şey tesadüfi değil. Çünkü kararlı ve organizeler. Dünya halkları ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynayacaklarını sanıyorlar.
İşin dini niyeti ise elbette bir şekilde medeniyetin oluşturduğu gerçek, elle tutulur para sistemini, aslında olmayan bir sanal ile değiştirmek. Bu fıtratı değiştirmek, insanlığa düşmanlık ve yaratıcılık iddiası.
Diyeceğim bence altın ve gümüşlerinizi bozdurmayın. Geçiş ne zaman olur bilinmez ama bankaların, kripto paraların, hayali hesapların, borsaların bir sabah karartılmış ekranlarla karşılaşacağını düşünüyorum. Ellerdeki kağıt paraların yapılacak bir deklare ile bir günde % 95 değer kaybedeceğini düşünenlerdenim.
Bence Denver Havalimanına 1995 yılında mermer taşa yazdıkları o iki kelime çok mühim; AU-AG. Yani altın ve gümüş.
Nasıl yaparsınız bilmem ama bence böyle.
Bunu da sanırım 2030’dan önce yapacaklar.
Benden demesi.
Dijital paraya geçiş sürecinde çok ama çok dikkatli olunmalı. Çünkü sanılanın aksine o dünya pürüzsüz değil, tuzaklarla dolu.