1990 yılında temeli atılan, 11.000 işçinin çalıştığı, Denver Uluslararası Havaalanı (DIA); kertenkele halkının yaşadığı, Yeni Dünya düzenini devralmaya çalışan uzaylıların merkezi, gamalı haç şeklindeki pistleriyle neo Nazilerin yeni gizli üssü sayılan, kıyamet öncesi seçilmişlerin saklanacağı yer olduğu düşünülen, kıyametin sanatsal verilerini barındıran, gizli büyük sığınakların, uğursuz heykellerin olduğu, sır dolu tünelleri bulunan bir yerdir. İlluminati’nin yeni dünya düzeninin ‘yeni dünya havaalanı’ diye tanımladığı bu yer Manhattan bölgesinin iki katı büyüklüğündedir, yapımı abartılı ve çok yüksek bütçelidir.
650 bin nüfuslu Denver, Amerikalıların işgalinden önce burada yaşayan, dünyanın daha önce 3 kez yıkıma uğradığına (sonuncusu Nuh tufanı), yıldızlarda insanlar yaşadığına, atalarının yıldızlardan (Sirius, Arapça karşılığı Şira) geldiğine inanan Hopi yerlilerinin kutsal saydığı topraklardır. Yine bölge yerlileri Denver’ı ilk insanın ortaya çıktığı yer olarak kabul ederler. Hogonas yani ilk insan evinin de burada olduğunu iddia ederler. Mu araştırmacısı Churchward, Hopi’lerle Uygur’ların aynı kültürden beslendiğini söyler.
140 kilometre kare alana yayılı Denver, ABD’nin ikinci büyük havaalanıdır. 28 Şubat 1995’de hizmete girmiştir. Yapımı 1,7 milyar dolarla başlayan proje 3,3 milyar bütçe ilaveyle 5 milyar dolara tamamlanmıştır. Bu artan maliyetin ileri teknoloji ile desteklenerek, tünellerin tren yolları ile irtibatlandırıldığı ifade edilmektedir. Panama kanalının üçte biri kadar hafriyat yapılmıştır. Yapımında 18.290 kilometre bakır kablo kullanılmıştır. Teflon fiber çatısı vardır. 35.000 çalışanı vardır, 1650 uçuşa imkan vermektedir. Her türden felaket için sığınaktır. 9200 adet güneş paneli günde 3 milyar kilovat enerji üretmektedir.
ABD’nin en uzun pisti buradadır. Pistler farklı olarak paralel değil gamalı haç şeklindedir. Aynı zamanda nazi simgesi de olan gamalı haç Navaho yerlileri için iyileştirme ritüelinde kullanılan semboldür. 16 Kasım 1977 de çekilen ‘Üçüncü Türle yakınlaşmalar’ filminde uzaylılarca gönderilen koordinatlar, alanın 51 mil uzağında bir askeri üssün çıkış yerini işaret eder.
Alana girişte, Fiberglastan yapılmış, 9,8 metre uzunluğunda, şahlanan bir at heykeli vardır. Damarları kabarık vaziyetteki at, kıpkırmızı gözleriyle, şeytan gibi bakmaktadır. Adı bu yüzden şehir sakinlerin verdiği haliyle ‘Blucifer’dir. Heykel için, 1993 yılında sipariş verilmiştir. 2006 yılında heykelin başı heykeltıraşın (Luis Jiminez) üstüne düşerek ölümüne sebep vermiştir. Heykeli ailesi 11 Şubat 2008’de tamamlamıştır. Kıyametin (mahşerin) dört atından soluk yüzlü (ölüm) olanın bu olduğu ve yakında yaşanacak ‘salgınla nüfusu 500 milyona düşürmenin sembolü olarak konduğu söylenir.
ABD Başkanı Obama zamanında alanda yapılan ilk tatbikatta dünyaya yayılan bir salgın sonrası yapılması gerekenler işlenmiş, ikinci tatbikata ise rivayete göre uzaydan gelen yaratık ve süngerimsiler de katılmıştır.
Yine alan girişinde teorileri desteklercesine 26 metre yüksekliğindeki Anubis heykeli (çakal) sergilenmiştir. Bu heykel Mısır ritüellerinde ölüm tanrısıdır.
A kapısından girişte masonik semboller net olarak görülür. Her biri imzadır. Taşın üstünde fon sağlayan kurum olarak ‘Yeni dünya havalimanı komisyonu’ yazar lakin resmen böyle bir komisyon yoktur. Altındaki zaman kapsülü ise 19 mart 1994 tarihinde Colorado büyük mason locasınca konmuştur. Halka öğüt ve mesajlar vardır. 2094 (!) tarihinde açılacaktır. Taşta ayrıca Körler alfabesine göre de yazılar vardır. Bu plaka kimilerine göre gizli sığınaklara ait gizli şifreleri taşır. (19 mart 1994 rakam toplamı 33 e eşittir.)
ABD masonlarca kurulmuştur, kuruluşların hepsi ritüele uygun köşe taşlarıyla işaretlidir. Columbia Guidestone ve DIA’yı aynı üst akıl inşa etmiş, imzasını bırakmıştır. Yani Denver yeni dünya için yapılan bir üstür.
Havaalanı boyunca yerde kavim diliyle (Colorado eski yerli halkı olan Navaho dilinde) yazılı gizemli sözler vardır. Cochetopa; Gizemli dağ geçidinin adıdır, bu dağ yerliler için çok kutsaldır. Ayrıca Tanrıların yaşadığı dağlar kabul edilen; Sis naajini kelimesi; kutsal Kara dağ, Dzit dit gaii ise; kutsal Beyaz dağ demektir. Bu üç dağ da inanışa göre yaratılışın merkezi, tanrı çocuklarının evidir. Bu bölgelerde sıklıkla UFO’lar gözlemlenmektedir. 1848 ve 1853 yıllarında bu gözlemler için araştırmaya giden pek çok kişi kaybolmuştur.
Ana salonda iki adet ‘gargoyle’ (ifrit) heykeli vardır. Bu şeytani heykeller bavulların içinden çıkmakta ve insanları korkutmaktadır. Psikoloji bozan bu heykeller uçuş öncesi neden ordadır? (Tapınakçıların Paris’teki en önemli merkezi olan Notre Dame’daki gargoyle heykellerine çok benzerdir.) Bu mekana yolcular Notre Denver demektedir. Bu heykeller aslında kötü ruhları kovmak için kullanılan sembollerdir.
Salonun ucunda kara bir de güneş vardır. Güneşimizi örtmektedir. Kara güneş dengenin sembolü olduğu gibi aynı zamanda yaratıcının mükemmelliğini gösterir. (Ölüm ve dirilişle özdeştirilir.) Satürn gezegeninin simgesidir.
Diğer yanda taş levha üzerinde Au-Ag harfleri dikkat çeker. (Altın ve gümüşü hatırlatır ama aynı zamanda Hepatit B aşısına verilen isimdir. Rivayete göre bu aşı AİDS ve ebola virüslerini tetiklemek için çıkartılmıştır.)
Bu altın hatırlatmasına bir dipnot geçmek gerekir ki küresel dünyanın dijital parasının hükümetlerce ve o hükümetlerin halklarınca karşılığı gerçek yani fiziki altın ve gümüş olacaktır. Yani size ülkece veya kişisel olarak tahsis edilecek dijital paranın karşılığı bu madenler olacak, şu an bilindik kağıt paralar, sanal altınlar, bankalardaki karşılığı olmayan döviz hesapları, dijitale geçildiği anda hükmünü yitirecektir. Bu nedenle ülkeler onlarca yıldır fiziki altın biriktirmekte, ithal etmekte ve dağ dağ madenlerle aramaktadır. (Orman katliamının bir sebebi de budur.) Dolayısıyla yine dip not olarak diyorum ki tasarruflarınızda gerçek altına özel yer verin. Benden demesi!
Devam edelim.
Ana salonda Meksikalı sanatçı tarafından yapılmış, kıyamet sembolleriyle dolu dört muhteşem resim vardır. (Her biri 28 dir.) (Savaş, çevre yıkımı ve soykırımdan sonra barış ve doğanın zaferini simgeler.) Komplo teorisyenleri ‘Üst aklın nüfusu azaltma ve tüm yeni dünya düzeni planlarını’ gösterdiğini iddia ederler.
İlk resim de felaketler, orman yangınları, katledilen hayvanlar, tsunamiler vardır, tabiat mahvolmuştur, çevre kirliği yaygındır, zalim insan (masum çocuklar hariç) tehdittir. Penguen ve kuşlar korumaya alınmıştır. Ortada cam fanusta korunmuş bir kuş (mayaların ölüm ve tekrar doğum kuşu) vardır. Kuş kızın elindedir, yeniden başlangıcı anlatır. Üç tabut önünde çocuklar çaresizce beklemektedir. Tabutlarda ölmüş 2 kadın ve 1 kız çocuğu vardır. Afrikalı kadın el ve boynunda zincirlerle, elinde umut çiçeğiyledir. Orta tabutta güney Amerikalı kadın göğsünde doğal mısır ile yatmaktadır. (Doğal mısır artık ölmüştür.) Kuşağında ölüler için ritüeller vardır. Elindeki bebek cehenneme hitap eden tanrının simgesidir. Bunu bir çocuk gibi taşımaktadır. Çocuk ve yerlilerin geleceği yoktur. Son tabutta küçük beyaz bir kızın göğüs hizasındaki Gül, haç ve Davut yıldızıyla üç dinin ölüşü resmedilir. Silah yarası yoktur, biyolojik silahla ölmüşlerdir.
İkinci resimde kılıçlı gaz maskeli Nazi görünümlü adam deccaldır. Bombalanmış binalar, ölü çocuklar, aç ve bitkin (hasta) göç edenler resmedilmiştir. Adam kılıcıyla beyaz güvercini yani İsa’yı, yani barışı silahıyla değil kılıcıyla öldürmüştür. Resimde üç çocuk uyumaktadır, kurtulmuştur. Birinin elinde oyuncak ayı vardır ve gökkuşağının ucu hayallerindedir. Gökkuşağı değişimi sembolize eder. Sağ altta mektup vardır gaz odalarında ölen 14 yaşındaki Yahudi kızın (şiir) mektubudur.
Üçüncü resimde kral Arthur hikayesi vardır. Excalibur efsanesindeki kılıçla tüm felaketleri getiren deccal artık ölmüştür. Çoğu çocuk azı genç insanlar yeni dünyada mutlu yaşamaktadır. Kılıcın etrafında yeni nesil yeni dünya çocukları vardır. Deccalın kılıcını kırarlar, tüm uluslara ait silahları da kırılması için teslim ederler, imkansız sanılan barış gelmiştir, savaş, şiddet ve nefret ayaklar altındadır.
Son resim sanki cennet bahçesidir. Dört yanda orman, dere, deniz, doğal yaşam resmi vardır. Hayvanlar mutlu, çiçekler canlı, tabiat doğal haldedir. Korkunç olaylardan sonra az nüfusla, barış hakimdir. Amerikan yerlisi kadının elinde (Denver’ı atıf olabilir) Lucifer’in tekamülünü ifade eden yaşam çiçeği vardır. Yaşamasına izin verilen tüm ırklar aynı çiçek ışığında toplanmış yeni dünya kurulmuştur. İlginç olan yaşamasına izin verilen bu grubun tamamı çocuklardan ibarettir! Ölüm ve yeniden doğum kuşu kafesten çıkmış özgürce uçmaktadır!
Dört tablo özet olarak; Salgınla soykırım, nüfusun azalması, kirlenen çevreyi tanzim ve yeni dünya düzeni (YDD) ile yaşam demektir. (Peki bu tablo sırası bizlere bir şey hatırlatmakta mıdır?)
Denver altında (8 kat) sığınak olduğu, havaalanının bu sığınakları gizlemek için yapıldığı iddia edilir. Tüneller YDD kişilerinin sığınma merkezi olmakla birlikte askeri tesislerdir. Bir çok tünel vardır. Bu tünellere toplama kampı veya felaket anında seçilmişlerin sığınacağı yer denir. Kurulan sistemin sorumlusu (FEMA) (Federal Acil Durum Yönetim Kurulu)’dur. Tünellerin ucu bilinmez. Colorado yakınındaki askeri üslerle bağlantılı olduğu söylenir. (Filme uygun 51 mil uzağa kadar uzandığı tahmin edilir!) Yer altı şehirlerindeki bölümlerin Kertenkele insanlar, uzaylı varlıklar için yapıldığından bahsedilir. Buralar rivayete göre onlar için yaşam alanı veya üslerdir.
Havaalanı ABD tarafından elektro manyetik deneyler için kullanılmaktadır. Deneyler esnasında aynı gün mesela 14 uçağın ön camlarının patladığı söylenir. Kraliçe Elizabeth dahil seçkinlerin alana yakın yerlerden başka isimlerle ev satın aldığı söylenir.
Yetkililer havaalanına ait tüm bu söylentileri örtbas etmek için 2016 yılında yenileme yapılırken 770 milyon dolar harcayarak bir de reklam kampanyasına giriştiler. İnsanların komplolarla uğraşmasını engellemek için alaycı bir strateji geliştirdiler. Eğlenceler, uzaylı görüntüleri, partiler, afişler hazırlattılar, çalışanlara kertenkele maskesi verdiler, gazetecilere tünelleri gezdirdiler. Gezilerde görevli olan rehberler koyu maskeliydi. Maskeler uzaylı ve kertenkele şeklinde idi. Peki, maske altında kim vardı? Gerçek insanlar mı, yoksa Uzaylılar olamayacağına göre klonlanmış insanlar ya da cinler mi?
Genel kabul odur ki burası Yeni dünya düzeni öncesi yaşanacakları gösteren bir mittir, alan yeni dünyaya geçişte önemli bir üs olacaktır, yaklaşan tehdit biyolojik terörle gelecek olan nüfus azaltma eylemidir.
Denver her yönüyle bir mesaj niteliğinde olan, küresel dünyaya ait pek çok ipucu taşıyan gizli ve karanlık bir yerdir. Ben şahsen buranın gelecek dizaynlarda sıkça yer alacağına en azından üs teşkil edeceğine inanıyorum. O tabloların aynısının Dünya Ticaret Merkezi gibi yerlerde (hem de ana salonda) olması zaten bir tesadüf olamaz. Lütfen konuyu inceleyin, inanmasanız da şüphe etmekten asla vazgeçmeyin. Bence.