Denize düşen yılana sarılır mı
Bu deyimi çok sevmediğim için buraya aldım. Çünkü bence denize düşen yılana sarılmaz, sarılmamalı.
Denize düşmek deyimi derin sularda yüzme bilen-bilmeyen insanların, hayatla ölüm arasındaki ince çizgiyi ifade eder. Müşkülleri, depresyonları, zor ve çaresiz halleri…. Yılan ise kurtulmak için tutunulabilecek elleri. Lakin bu eller kirlidir, acımasızdır, haindir, çirkindir, boğulmaktan beter eder adamı, çok daha zehirli ve öldürücüdür.
Denize düşen; ölmemek, zordan kurtulmak için çaba sarf etmeli, yardım beklemeli, elinden geleni yapmalı, gerekirse…. haysiyetiyle ölmeli. Ama yılana yani kötülüğe yenilmemeli.
Çaresiz, fakir hayatlar sürüyoruz. Peki yılana sarılıp hırsızlık mı yapalım?
Ölümden korkarak bedenimizi mi satalım üç kuruşa bir kaç gün daha yaşamak için?
Umuttan vazgeçip hemen teslim mi olalım karanlığa, sevdiklerimizin bize ulaşmasını beklemeden aceleyle kötülüğün kollarına mı bırakalım kendimizi?
Hani sevgi, umut, gayret, emek, alın teri, sabır, cesaret, haysiyet….?
Teslim olmak işin kolayı. malum her şeye bir mazeretimiz var. Mazeret bulup yılanlara teslim mi olalım?
Kötülüğe teslim olmak kolay mesele iyi kalmakta…. Kötü ve acınası hayatlar mı sürmeli insan, ardından güzel sözler ettirerek şerefiyle mi veda etmeli hayata?
Görüyorsunuz pek çok soru var ama aslında bu tek bir soru; zordan, çaresizlikten, ölümden, batmaktan korkmadan haysiyetle mi yaşamalı insan…. çıkışları, kurtuluşları umut etmekten vaz geçmeden? Yoksa…. en ufak bir badirede korkarak kötülüğe, kötülere, şeytanlara, ahlaksızlığa teslim mi olmalı?
Denize düşen yılana sarılır mı sorusunun bendeki cevabı asla!!! Çünkü düzgün hayatlar sürdürülmüşse ölüm korkulacak bir şey değil. Can tatlı ama neleri feda edeceğimiz düşünülünce fenalıktan medet ummamak lazım.
Gerçekçi olarak denize düşersek, yılana belki sarılırız panik havasıyla ama o yılan da bizi kurtarabilir mi? Ağırlığımızı taşıyıp, bize yardım etmek ister mi? Yoksa bizi yük kabul edip bizden kurtulmayı mı düşünür? Biz onu çare görürüz de o bizi yük ve tehlike görür kendisi için…. Yardım ederse de ya bizi yiyecektir, ya başka düşünceleri vardır hakkımızda…
Depresyon halleri için çok daha önemlidir bu mesele. Yeis (karamsarlık) rüzgarlarına kapıldığımız anlarda kötü, kötülük ve karanlık cazip gelebilir insana. İntihar gibi, ahlaksızlık gibi, tek gecelik kaçamaklar gibi… ama beyaz çabuk kirlenir. Geri dönüşü olmayan yollara bir kez girilince geri dönmek çok zordur.
Çaresi olmayan dert yoktur. Ve…
İyi olmak bir ömür sürerken…. kötü olmak on dakikadır.
Değer mi…. içinden çıkılamayacak kuyu yoktur yeter ki bize uzanan ipin boyu yeterli olsun. Emek ve gayretle her şey düzelir yeter ki pes etmeyelim… Yılandan medet ummayalım.
Şimdi değilse on yıl sonra öleceğiz. Yüz yıl daha yaşamayacağız ama yaşasak ne fark eder? Yine kahvaltı edecek, film izleyecek, işe gidecek, uyuyacağız. Yüz yıl daha…. Bu sıradan hayatları sürdürmek için fenalığa teslim olmak mantıklı mı? Şerefli, haysiyetli yaşamı, erkekçe, mertçe sonlandırmak daha güzel değil mi?
İnançlarımız ne olursa olsun kötülükten medet ummamayı emreder…. Şeytan ölümle, fakirlikle korkutur. Kanacak mıyız?
Belki suya düştüğümüzde üç dakika sonra bizi filikalarla kurtarmaya gelecekler, biliyor muyuz? Ne bu acele teslimiyet?
Ben kendi adıma yılana sarılmam düştüysem. Panikle belki ilk anda tutunurum ama gayem ilk fırsatta kurtulmak ve o kanlı kolları bırakmak olur. Çünkü o yılanların çare olmadığını bilecek olgunluktayım.
İnsan erdemle, onurla yaşamalı bana göre. ölecekse de gururla, şerefle ölmeli.
Denize girmeyeceksiniz şayet boğulmaktan korkuyorsanız ve yüzme bilmiyorsanız. Giriyorsanız buna rağmen can simitleri alacaksınız yanınıza. Hiç bir tedbir almadan düşüyorsanız da suçu kendinizde arayacaksınız.
Başkalarını suçlamak, buna sığınmak ve korkuyu bahane edip şeytanlara yem olmak iş değil, doğru değil.
O tutunduğunuz saniye sizin sınavınız. Ecelden kaçamazsınız. Ölecekseniz sizi kimse kurtaramaz Allah’tan başka. Ölmeyecekseniz de size kimse zarar veremez. Yılana tutunmak veya ölmeyi tercih etmek ciddi bir iman ve inanç sorusu.
hayatınızın en ölümcül hatası olabilir o yılana tutunmak.
Bence… denize girmemek, girilirse tedbir almak, düşmemek, dikkat etmek, bilinçle farkında olmak, düşülürse de emek ve gayretle kurtulmaya çalışmak, umut ve sevgiden vazgeçmemek gerek.
bence.
Bu yüzden… erdemli ama fakir hayatlarınızı bahane edip paralı şeytanlara eş, kardeş, abone olmayın.
Ayrıca bakınız; Şeytan nasıl kandırır ?