Deniz için tekne almak mı almamak mı
Balık tutmayı seviyorum. Sanırım pek çok erkek ve kısmen bayanlar da seviyordur. ben kıyıdan tutmaktan hoşlanmıyorum. Açık denizde olup, derinden yakalamak isterim. Balığına göre takımlar hazırlar, günlerce heyecanla hazırlanır, sonrasında da günlerce o macerayı konuşurum. Teknem olmadığı için de kiralık teknelerle gidiyorum ava dostlarımla.
Aramızda hep konuşuyoruz tekne alsak ve kendimiz gidip gelsek diye. Lakin cesaret edemiyoruz. Maddi yönden değil, ruhsat filan da değil sorun. Sorun liman bağlantısı, alaka, kontrol, eziyet vs.
Meşhur laf şöyledir, bizi tedirgine den de bu söz;
Bir tekne alan mutludur bir de tekne satan. Yani tekne hevesle alınır, sonra heves geçer, eziyet başlar ve tekne satılana kadar da göbekler çatlar. Satılınca derin oh çekilir.
Diğer söz de şudur; En iyi tekne arkadaşının teknesidir. Bu lafı da severim ama o kadar yüzsüz değilim.
Tekne alınabilir, hatta alınmalıdır meraklı dört dost varsa, yer ve zaman uygunsa, balığa mesela ayda iki kez çıkılabilecekse… Gerekli ruhsat ve ehliyetler tamam olmak kaydıyla… Liman emniyeti dahil sorun yaşanmayacaksa.
Tekne alınmayabilir, seyrek sefere çıkılıyorsa, tanıdık kaptanlar varsa, yaşanılan yer deniz kıyısı değilse yahut yaşanılan yerde balık miktarı yeterli değilse…
tercih sizin. Zaten aykırı, uçarı, konforlu teknelere gücümüz yetmez. Yelkenli teknelerle de kendi adıma aram yok. Dıştan takmalı yahut göbekten motorlu olmalı tekne bana göre. Yeni olmalı ki sorunsuz çalışsın, sağlam olmalı ki dalgalarla boğuşabilsin, teknolojik olmalı ki kolaylık sağlasın, motoru güçlü olmalı ki akıntıyla, rüzgarla sürüklenmesin. Lakin bu özellikteki bir tekne yahut bot yaklaşık yarım milyon lira.
İş o kadarla da kalmıyor…. römork ve çekecek aracın bağlantıları, ruhsata işlenmesi…. Teknenin ruhsat ve kliman kayıt işlemleri….
Yani zahmeti bir yana maliyet yaklaşık yarım milyon lira.
Keyfi? Keyfi süper eğer kafa dengi dostlar da varsa.
Lakin cesur bir karar ve kışın o tekneyi (en az 5 metre boyunda, 2 metre genişliğinde) sağlam muhafaza etmek de ayrı bir mesele. Yıllık bakım ve onarımı da, römork ve en az 20 HP motorun bakımları da. Üstelik bir de yakıt maliyeti var.
Diğer yandan bir kaptanla anlaşıp, kısa müddet yol gidip 12 saat için yaklaşık 700 lira verirseniz o tekne yarım gün sizin olabilir ve avlanabilirsiniz. Üstelik kaptanın tecrübelerinden de istifade şansınız olur, idari pek çok sorundan kurtulmuş olursunuz.
tercih sizin.
Deniz için tekne almak mı almamak mı sorusunun bu yüzden bendeki cevabı; tekne almayı çok istiyorum ama kafa dengi arkadaşlarım olmadığı için kiralık tekneler şimdilik işimi görüyor şeklinde. Zaman ne gösterir bilemem ama gerçekten bir teknem olsun isterim…. Bir gün!!!
Arkadaşlarımın izin günleri sınırlı, yıllık izinleri sınırlı… emekliler için kolaylık var ama onların da sağlıkları çok elvermiyor. Üstelik dalga (deniz) tutması (bulantı) ve sert rüzgarlar-dalgalar ayrı sorun. İlaveten gerekli teçhizat (yelek, ilk yardım çantası, flama , telsiz vs…) iyi para tutuyor.
Gönül ister ki ultra lüks tekne olsun ve kaptan hazır beklesin. Ben haber vereyim o hazırlasın ve açılalım. Ama bu hayalin yarısı bile beş milyon değerinde. Yani hayal.
Bence. Diyorum ya hayaller bile zenginlerden yana diye!
BU arada avlanmayı ben spor olarak asla kabul etmiyorum. Çünkü spor can acıtmaz, acıtmamalı. Bizim ki düpedüz avcılık… spor değil.