Cicim ayları
Cicim ayları; çiftlerin evlilik öncesine yakın zamanlarını, evlenme anlarını ve evlenmeden sonraki kısa bir dönemi ifade eder. Kısaca evlilik öncesi ve sonrası olmak üzere toplamda bir seneye (6 ay + 6 ay) filan tekabül eder, karşılık gelir.
Bu aylar iki bakımdan önemlidir.
İlki çiftler bu dönemde gayet heyecanlıdır, aşk doludur, bazı toplumsal ve güncel durumlardan uzak soyut bir hayat yaşarlar, hazırlıklar, telaşlar sürüp giderken, hayatlarında bazı şeyler değişmeye başlar, hormon salgıları bile değişir, mizaçları karşısındakiyle kaynaşmaya çalışır… Bu anlar mutlu, heyecanlı, toz pembe anlardır. Hayaller bu devrede günceldir, ortaktır, aileler bu dönemde düğün ve sonrası için heyecanlanır, torun beklentileri öne çıkar, ekonomik meseleler halledilmeye çalışılır, sorunlar halı altına süpürülür, ufak meseleler görmezden gelinir, kırgınlıklar sabırla susmaya zorlanır, uyumsuz ve yanlış haller bile konu edilmez bu dönemde.
Cicim dedik ya çiftler birbirine samimi değildir öyle görünse de bu zaman diliminde. Aileler de. Arkadaşlar da. Uyumsuz, sorun olabilecek, sıkıntılı şeyleri heyecanı kaçırmamak, canavar olmamak için susarlar… gündeme getirmezler. Çift birbirine asla kırıcı olmaz, bazı düşündüklerini düğün sonrasına bırakır, karşısındakinin hoşuna gitmeyen hallerini bile dile getirmezler.
Cicim ayları gözlerin kör olduğu, aklın devre dışı bırakıldığı, hayallerin, telaşın, gösterişin, ekonominin ön plana çıktığı anlardır.
Cicim ayları dosta düşmana karşı…. reklam ve vitrin sürecidir.
İkinci önemi ise malesef samimiyetsizlik vasfıdır.
Bu dönemde gerçekten samimi olabilen çiftler, aileler mutlu evliliklere veya dostane ayrılıklara sahiptir. Ortadaki sorun ciddiyetle dile getiriliyor ve çözülmeye çalışılıyorsa bu samimiyettir. Şayet sorun çok büyükse zaten işin olamayacağı bellidir ve ayrılık gerçekleşir, kırmadan, dökmeden, öldürmeden…
Sorun çözülürse de ileride aksaklık yaşanmayacağı için çiftler mutlu olur. Aileler de.
Cicim ayları bu nedenle önemlidir. Hayale kurmak, tanımak, planlamak, eşya almak önemlidir ama daha mühimi ortak hayata geçişte yaşanabilecek çevresel, dinsel, maddi, geleneksel, mantıki, ahlaki, yasal vs. sorunları tespit etmek ve çözmeye çalışmaktır.
Evlilik bedensel birliktelikten ziyade hayatların, mantıkların, hayallerin, düşüncelerin, yetiştirilme tarzlarının, hatta ailelerin evliliğidir.
Bunu cicim aylarının toz pembe hayalleri altında yapabilenler yani varsa sorunları tespit edip giderenler, olmuyorsa işi bitirenler…. sonraki hayatlarına mutlu devam ederler, dost kalırlar. Bunu yapamayanlar yani eşya almaktan, çeyiz düzmekten başka bir şeyle uğraşmayanlar…. sorunları bırakın çözmeyi tespitte bile sorun yaşadıkları için…. evlenseler de ayrılsalar da mutsuz olurlar.
Hele ki aileler arsında uçurum varsa… o evlilik uçurumlara düşmeye, er ya da geç, mahkumdur.
Bunu ayrı bir yazıda dile getiririm.
bence Cicim ayları tanışma, sorgulama, sonrasını gözünde canlandırma, meseleleri korkusuzca tespit etme, kırmaktan çekinmeden arzu ve istekleri söyleyebilme zamanlarıdır. Samimiyet testidir bu. Çünkü söylenmeyenler, saklananlar, konuşulmayanlar, halı altına süpürülenler…. çok yakında dağ gibi sorun yumağı haline mecburen gelecektir çünkü artık hayal veya fikir değil bir gerçek vardır, yaşanmışlık vardır ortada.
Buna balayı günleri de dahildir ama korkarım o günler iş işten geçmiş olur. Yani yine bence konuşulması gerekenler nikahtan önce konuşulmalıdır, sonra değil.
Büyüklerin tecrübeleri, arkadaşların gözlemleri bu safhada çok önemlidir. Şayet gelin veya damat dinlemek, sorunu görmek isterse tabi. Dost acı söyler, gördüğü halde söylemeyen se dost değildir.
Bu nedenle telaş ve mutluluklar arasına sorgulamayı katmak, değer verilenlerin sözlerine kulak asmak mutluluk için şarttır.
benden demesi.