Cesurlar bir kez korkaklar bin kez ölür
Korkmak, ölüm, yokluk, aşağılık, kabiliyetsizlikten çekinmektir. Bazen refleks olarak korkar insan bazen planlı ve kalıcı olarak. Bazen fiziksel bazen de ruhsal olarak korkak davranır.
Cesaret ise cesurların işidir ve her cesaretin içinde mutlaka korku varken, her korkunun içinde cesaret yoktur. Cesaret atılım gücü, korkuları idealler veya kahramanlıklar adına baskılama, sonucunu bazen bile bile üzerine düşeni yapma, deneme, risk alma anlamınadır.
Cesur ve korkak insanlar arasındaki en büyük fark sorumluluk duygusudur. Korkaklar sorumluluk almaktan korkan, atılımdan çekinen, kötü sonuçlardan nefret eden ama denemediği için pek çok şeyi bilemeyenlerdir. Cesurlar ise bazı şeylerini kaybetmiş ve defaten kötü sonuçla karşılaşmış olsalar da denemekten vaz geçmeyen, hayatın gerçekliğine şahit olmuş kimselerdir.
Burada hemen aptal cesarete bir parantez açmak gerekir ki düşünülmeden cüret edilen şey cesaret değil aptallıktır.
Cüret etmek yahut cesaretle üzerine gitmek dehaların, büyük insanların işidir. Korkaklar ise pısmakla zarar görmeyeceklerini sanırlar ama aldanırlar çünkü o eziklik, o baskıcı zulüm ömür boyu yakalarını bırakmaz, denemedikleri şeylerin zevkinden ömür boyu uzak kalırlar.
Atatürk ve silah arkadaşları mesela…. Cüret etmeselerdi Samsun’a çıkmaya, Anadolu’yu hazırlamasalardı korkup fetvalara karşı… kurtulur muydu memleket, namuslar temiz kalabilir miydi, okunabilir miydi hürce ezanlar?
Atatürk korksaydı, cesaret edemeseydi İstanbul’dan Anadolu’ya geçmeye…. bugünkü aydınlıkları yaşayamazdık.
Bunun gibi hayat önümüze her gün sayısız seçenek sunuyor ve bazı zor seçeneklerin ardına da büyük bonuslar saklıyor…. Dalgalardan korkarak denizde nasıl ilerlenemezse, zorlukları aşmadan da büyük neticeler almak imkansızdır.
Korkarak denenmeyen, başlanmayan işler hayatın noksan yanıdır.
Cesurlar yaptıkları işten zarar görebilir hatta bu hasar kalıcı bile olabilir. İşten atılır mesela patronun yanlış yaptığını suratına haykırırsa…. canından olabilir mesela bir banka soygununa şahitlik ediyorsa istemeden… yorulur, yıpranır, dert sahibi olur cesurlar toplumun, milletin dertlerinden, cesaretle altına koyarlar ellerini dev toplumsal ve ahlaki sorunların.
Korkaklarsa televizyondan izlerler hayatı, banka hesap cüzdanlarını gün aşırı kontrol ederek…. Ama her şeyden de şikayet ederler hakları yokken.
Cesurlar sızlanmaz, üzerine gider. Korkaklar sızlanır, çekinir büyük laflar etmeye, eylemlerde bulunmaya.
Cesaretin kadını erkeği olmaz, büyüğü küçüğü olmaz.
Bir de kendimize karşı cesur olup eleştiri yapmak var mesela… korkakça yok sayarsak zaaflarımızı asla büyüyemeyiz…
Aİle içi cesur ve şeffaf olamazsak çığ gibi büyür sorunlar ve rayından çıkar… korkarsak incitmekten, kırmaktan korkarsak terbiyeler noksan kalır…
cesaret sevmemek demek değil, kırmak yeri geldiğinde iyilik oysa.
İlişkilerde cesur olmak gerek mesela… gerçeği en baştan söylemek, sır ve yalana müracat etmemek, kaybederim korkusu yaşamadan dürüst ve saygılı olmak… Korkarsak, saklarsak gerçekleri kaybetmek korkusuyla gerçek ortaya çıktığında yok oluruz altında.
Cesaret vatan için savaşmaktır mesela korkmadan, canını ortaya koyarak… Korkaklarsa nutuk atar, gazel okur… Korkakların evine hiç ateş düşmez ve tüm ciğeri yanıklar cesurların evleridir….
Ama…. Cesurlar bir kez korkaklar bin kez ölür. Korkuları korkakları her gün öldürür defalarca. Kapı çalındığında, telefon çaldığında sürekli ölür korkaklar…. Düşman sınırlara yığıldığında kaçıp köylere saklananlar, ordudan firar edenler mesela, geri bölgede de ölürler defa defa.
Cesurlarsa bir kez ölür. Gerçek ölüm saati gelene kadar cesaretle atlamışlardır ölümün karşısına canlarını ortaya koyarak ve bir gün gelir…. girdikleri yol ecelleri olur. Ama sadece bir kez ölürler.
Bin kez korkarak ölmektense, bir kez ölmek yeğdir.
Korkarak tavuk gibi ölmek yerine kahramanca bir kez ölmek yeğdir.
Vatan gibi, Ulus gibi yüce idealler uğruna ölmek şerefi cesaret sahiplerine mahsustur.
Korkaklar tavşanlar gibi sinerken, kartal kanatları vardır cesurların… düşmana, soruna, zalime atılırlar kahramanlar gibi…
İş yerinde de, evde de kahramanlar vardır böyle. Her şeyden anlayan, her derdi çözmeye çalışan, çalışkan, gözü pek kahramanlar… Korkaklarsa ellemekten korkar arızalı musluk başını da usta bekler saatlerce… iş görüşmesinde kendisine güvenemez de korkaklar patronu beklerler toplantıya başlamak için…
Hayat uçurumlar, hendekler, dik yokuşlarla dolu bir macera…
Korkaklar tek düze, düz, engelsiz, dikensiz yolları seçerler… uzasa da yol. Monoton ama emindirler… sanatları yoktur yaşamlarında, renkleri de yoktur…
Cesurlar ise dereleri aşar, yokuşları tırmanır, uçurumları geçerler. Rengarenk yaşamları vardır abartmadan…
Bir de dedim ya aptal cesaret sahibi akılsızlar vardır. cesaret adına banka soyan, arabalarıyla hız limitlerini aşan, drift yapan yollarda insanları da tehlikeye atarak… Bunlar cesur değil aptaldır.
Toplum kadını korkak yapmaya çalışır her nesilde. Çoğu da malesef uyar bu kabule. Ama bazı kadınlar vardır ki cesurdur, ileridir, ilericidir. Pranga kabul etmez, boyun eğmez köhne baskıcılığa…
Çeteleri vardır korkakların, tek başlarına kavgaya bile giremezler, köpekleri, silahları, tuzakları, hileleri vardır… Cesurların ise mangal gibi yürekleri, mert şeffaflıkları…
İtfaiyeciler vardır mesela, polisler, jandarmalar, askerler…. kahramanca giderler belanın, düşmanın üstüne…. korkaklarsa duvar ardından gözler, ateş eder, canını korumaya çalışır….
Cesurlar şerefiyle ölür, korkak kötü anılarıyla.
Parası yoktur, mesleği sıradandır cesurların… paraya çok da önem vermezler… ama korkaklar servet içinde yüzer. geleceğin garantisi görürler bankaya koydukları paraları. Parasız kalmaktan ödleri kopar. cesurlarsa bir somun ekmeğe şükredenlerdir.
Korkakların düzgün mezarları vardır, üç katlı, kalın mermerli, mezar yerleri bile manzaralıdır…. Cesurlarınsa mezarı varsa dahi sıradandır, tek sıra tuğladandır en ucuzundan.
Toplum cesurları gözleri yaşlı anar saygıyla, minnet ve şükranla… korkakları ise lanetle.
Elini taşın altına koymayanları haz etmez toplum, işten kaçanı, kolaya kaçanı, zulme direnmekten kaçınanı sevmez…
Toplum kahramanlara selam durur her andığında. Kendisine çığır açtıran, yol gösteren, vatan sunan Mustafa Kemal’leri sevgiyle anar.
Korkak korkarak ölür…. cesurlar kahramanca.
bence.