Reaktif ve proaktif yaklaşım farkları Halen gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde reaktif yaklaşım yani sorun ortaya çıktıktan sonra çözüm arama alışkanlığı gelenek halindedir. Bahsedilen bu reaktif yaklaşım; geleneksel yaklaşımdır, bu yaklaşımda kazaların, gelişmelerin ve sistem bozukluklarının ortaya çıktıktan sonra veya çok yakın gelecekteki görünür durumlarının incelenmesi ve işin yeniden düzenlenmesi söz konusudur. Bu da…
Kategori: Öne çıkanlar
Balık hafızalı toplumlar
Balık hafızalı toplumlar Balıklar, şayet tekneden ava gittiyseniz bilirsiniz, bir yeme dadandığında korkar, gider dolaşır ve üç saniye sonra yine geri gelir, o yeni bir şeymiş gibi bildiklerini unutarak yeme hücum eder ve yakalanır. Yani az önce geçirdiği tehlikeden hiç ders alamaz çünkü hatırlamaz, unutmuştur. İşte bu zamanda toplumlar da böyledir. Hele karbonhidrattan başka bir…
Kimlerin cenaze namazı kılınmaz
Kimlerin cenaze namazı kılınmaz Cenaze namazı dinen, Müslüman olan, Müslümanım diyen, Müslüman olduğu bilinen her faninin vefatından sonra kılınan namaz şeklidir. Cemaat toplanır, hoca dualar okur, namaz kılınır, haklar helal edilir ve merhum defnedilir. Dinen olması gereken de budur. Başlığımız ise elbette mecazi anlamda. hani bu adamın cenaze namazı bile kılınmaz deriz ya… işte o…
Rüşvet, arka çıkma ve kayırma
Rüşvet, arka çıkma ve kayırma Rüşvet, yaptırılmak istenilen bir işe yasadışı kolaylık sağlaması için ilgili görevliye ya da görevlilere el altından verilen para, mal vb. şeylerdir. Arka çıkmakla kast ettiğim ise yasadışı iş ve oluşta olduğu bilinen kimseyi korumak, sahte delil ve şahit üretmek, onun adil yargılanmasına mani olmak, suçunun ortaya çıkmasına mani olmaktır. İltimas…
En son babalar duyar
En son babalar duyar Bu deyimin en fanatik taraftarları annelerdir malesef. Kız çocuklarının da hoşuna gitmiyor değildir. Hele ki erkek çocuklar babaları duymasın diye daha anlayışlı ve şefkatli kabul ettikleri annelerini bu anlamda çok severler. Deyimin yerleşikliği çocukların anneyle daha yakın olmalarıdır, bu gayet normal. Baba genellikle iştedir, anne de çalışsa bile telefonda, akşamları çocuklar…
Her şeye bir mazeretimiz var
Her şeye bir mazeretimiz var Adamın teki demiş ya; “hiç bir şeyim olmasın. Mazeretim olsun yeter!” diye. Aynen öyle. Ulusça, hatta insanlık olarak mazeretlere sığınıyor, mazeret arıyor, yalanı mazeret diye sunuyor, başarısızlık ve hatalarımıza kılıf buluyoruz. Özür dilemek, öz eleştiri yapmak yok! Bu durumda da kendimizi geliştirmediğimiz gibi yalanlara sığınıyor, başkalarını yanlış yönlendiriyor, sisteme hata…
Empati kurmak – başkasının gözüyle bakmak
Empati kurmak – başkasının gözüyle bakmak Empati kelime anlamı olarak başkalarının gözüyle, aklıyla, kalbiyle olaylara bakmak demektir. Kısaca kendini onun yerine koymak. Duygusal Empati: başkalarının duygularını hissetme becerisidir. Örneğin, acı çeken bir arkadaşınızı görünce kendinizi onun yerine koyarak onun acısını hissetmek. Bilişsel Empati ise başkalarının düşüncelerini anlama becerisidir. Bu tür empati, insanların ne düşündüklerini ve…
Kendi düşen ağlamaz
Kendi düşen ağlamaz Çokça örnekleri vardır etrafınızda ipi boynuna dolayan ve sonra boğuluyorum diye bağıran insanların. Ya da düşüp kalkamayan, çaresizlikten ağlayan, ettiğini bulan, layık olduğu hayatlar yaşayan. Herkes layık olduğu hayatı yaşar. İnsanlar da , toplumlar da. Neden mi? Yaşam tercihlerimizin toplamıdır. Elimizde olmayan nadir durumlar hariç her şeyi kendimiz hazırlar, kendimiz sebep olur,…
Okul çıkışlarında kalbime doğan umut
Okul çıkışlarında kalbime doğan umut Okul çıkışlarına hepimiz şahit olmuşuzdur. İlkokullar özellikle. O canavar gibi koşuşan zehir akıllı çocuklar, kapıda bekleyen anneler, servis arabaları filan. Ortaokullar mesela… daha sakin. Liseler ha keza… usturuplu, oturaklı, planlı. Üniversiteler daha farklı ama lise öğrencileri dahil okul çıkışları bana göre tam bir umut semaveri. Neden mi? Eğitim sistemimiz, geleceğimizin…
Patron sizsiniz
Patron sizsiniz Uluslar idare edenler ve edilenlerden teşkildir. Aileler, meslek grupları, sosyal dernekler, şirketler için de bu böyledir. Bir tarafta çalışıp üretenler, diğer yanda düşünen ve yönetenler vardır. Makamlar, mevkiler, ücretler de yapılan işe ve hasılaya göre belirlenir. Siyasi arenada özellikle oy kullanma ve seçim mekanizması olduğu için yönetilenler, demokrasiden öncelikle yönetici seçme erkini anlar….