Belden aşağı hayatlar Maksadım hiç bir yaşam şeklini eleştirmek veya itham etmek değil. Herkesin hayat bakışı kendisini ilgilendirir ama beni etkileyen, toplumu zedeleyen kısmıyla ilgileniyorum. Laik, demokratik, sosyal ve hukuk devletinde yaşıyor olmanın bilincindeyim ve haddimi aşmadan yazmaya gayret edeceğim. Halkımızın % 95’den fazlasının hayata belden aşağı bakmadığına eminim. Sözüm zaten diğerlerine. Giyinmek, içmek, flört…
Kategori: Manevi dünyamız
Öbür dünyaya ne götüreceğiz ?
Öbür dünyaya ne götüreceğiz ? Espriyle karışık geçenlerde bir reklam görmüştüm semt pazarına giderken; Parasını verip aldığınız ve öbür tarafa götürebileceğiniz tek şey DÖVME’dir diye. İlginçti ama doğruydu. Sadece noksandı. Eve gelince düşündüm ve hala da düşünüyorum başka neler olabilir diye. Anonim olarak meşhurdur ama ben ihtimal vermiyorum, rivayete göre (değilse lütfen kusura bakmasın ailesi)…
Devletin dini adalettir
Devletin dini adalettir Devletlerin dini olmaz… halkların olur. Halklar hangi dine tabi olursa olsun, devlet laiktir, laik olmalıdır çünkü bünyesinde sayısız dine mensup kitleler, topluluklar vardır ve devlet hepsine şefkat elini uzatmak, bunu yaparken de adil ve samimi olmak zorundadır. Bir dine yönelirse devlet, diğerlerini ötelemiş olur ki inançların ötelenmesi, birlikteliği ve milli gücü zedeler……
Labirentteki hayatlarımız
Labirentteki hayatlarımız Labirenti bilirsiniz…. alternatifli yollardan bir çıkışa veya merkeze ulaşır…. Tepeden bakamazsanız gördüğünüz şey sadece iki seçenektir ve hafızayla alakalı da olarak tıkanan yollarda geri dönüp diğer seçeneğe gitmek durumunda kalırsınız. Bu anlamda çıkış veya merkezi bulmak oldukça zordur. Film serisi de yapıldı hatırlarsanız. Değişik gayeler içindi ve teması oldukça farklıydı ama temel aynıydı…….
Melekler ve şeytanlar
Melekler ve şeytanlar İnsan melek doğar. Sonradan ya şeytan olur ya insan! Bu söz bana aittir ve çok sever, ilgili her yazımda da kullanmaya çalışırım. Neden mi? Çünkü insan günahsız doğar, melekler kadar masumdur, iyiliğe şartlandırılmıştır. Sonra görmeye, şahit olmaya, öğrenmeye başlar, değişir, gelişir…. taze ve temiz bilgi ve huylar kadar pis huyları da edinmeye…
Hayatın değişmeyecek 10 gerçeği
Hayatın değişmeyecek 10 gerçeği Hayatımız sürüp gidiyor. Bilinmeze doğru ama aslında adil. Bize sunduğu, bizim hak ettiğimiz ve istediğimiz kadar. Çok istersek de bu kez cimri davranıyor. Ama sebep ve sonuç aslında biziz. Gerçeklerden ibaret hayat. Yanlışa, sanala, olasılığa yer yok fazlaca. Temel maddeleri var, mesnetleri, değişkenler olsa da, düz ilerliyor. Fazlaca sürpriz yok yani….
Ölmek
Ölmek Hayat geçici ve kısa… ecel deniyor adına ölümün. Vadenin, yaşamın, var oluşun sonu… Başka bir dünyaya geçiş, sınavın bitmesi… Ölmek beden ve ruhun ayrışması, duyuların fişi çekilmiş bilgisayar misali kapanması… irtibatın kesilmesi demek ölüm, hayatın geri kalanıyla. Her şeyin eceli var…. ertelenmez ecel… Kuşlar da ölür, dalgalar da, dağlar da, yıldızlar da. Dünya da…
Uyumak
Uyumak Uyku muhtemelen cennetlerde olmayacak, tatlı bir hediyedir insana. Ayetlerin dediği kadarıyla insanlar gece uykusunda ölür ve sabah bazıları uyanır, diğerleri uykuda kalır ve yine bildiğimiz kadarıyla uykuda değişik boyut ve frekanslara girer, değişik rüyalar görürüz… Sabah tamamını hatırlayamasak da rüya alemi zaten başlı başına bir muammadır. Lakin uyumak zorundayız, çok uzun süre uykusuz kalamayız…
Olmak ya da olmamak
Olmak ya da olmamak Olmak ya da olmamak tabiri, tiyatroya ait ünlü bir deyiştir. William Shakespeare‘in Hamlet adlı eserinde geçen ünlü monoloğun bir bölümüdür ve özgün şekli “to be, or not to be” şeklinde yazılmaktadır. Olmak; var olmaktır, sayılabilir olmaktır, etken demektir, tesir edebilir demektir, gerçek olmaktır, görünür ve canlı demektir. Olmamak; yok sayılmak, yok…
Affetmek
Affetmek Affetmek veya affedilmek toplumsal ihtiyaçlarımızın en başında geliyor. Çünkü hatasız değiliz, kusurlarımız var, pek çok kalp kırıyoruz isteyerek veya istemeden…. Ufak şeyleri büyütüp küsmekte, can yakmada, kibirle büyüklenmekte üstümüze yok. Affetmek büyüklük oysa. Özellikle ileriki yaşlarda küçükleri, gençleri affetmek gerek uzatmadan. Affedilmek güzel… hatadan ders çıkarmak, sevildiğini bilmek adına. Affedemiyorum demekle, affetmiyorum demek arasında…