Hayatlarımıza sokulmuş öldürücü virüsler Hayatlarımız bir bebek olarak başladı. Dünyayı ve yaşamı tanımaya, bize gülümseyen adamla kadının kim olduğunu anlamaya çalışarak. Sonra canımız yandı, acıktık, pislendik, üşüdük, uykumuz geldi, yorulduk…. et ve kemikten ibaret bir şey olduğumuzu anladık. Tek derdimiz hayatta kalmak, yemek yemek, üşümemek ve uyumak oldu güven içinde. Derken büyümeye başladık ve fark…
Kategori: Dünya sınavı
Fakirhanedekilerin çocukları
Fakirhanedekilerin çocukları Huzurevleri, devletin yahut özel şahısların ya da Sivil Toplum Kuruluşlarının işletmesinde olsun, yaşlı ebeveynlerimizin ileriki yaşlarda yaşıtlarıyla aynı sosyal hayatı paylaşma, emniyetle konaklama, huzur bulma, ruhsal ve fiziksel olarak dinlenme, en temel ihtiyaçlarını karşılama yerleridir. Bakımlı, yeşillendirilmiş, sessiz ve sakin yerlerdir. Buralarda hepimizin anneleri, babaları, dedeleri, anneanneleri yaşamaktadır. Tabi şansları ve paraları varsa,…
Dine felsefi yaklaşım gafletleri
Din, felsefe değildir, içsel olduğu için akıl yoluyla kısmen açıklanabilir ve düşünce ile yapılan felsefi yorumlar insan mahsulü olduğu için kutsalı etkileyemez. Yani dinin gerçek, içerik ve manası değişmez. Kutsal olduğu için tam olarak bilinmesi de imkansızdır ve zaten insanlarca tam anlaşılması da istenmemiştir. İnsanlara yeten kısmı bilinmesi gereken kadardır ve haddi aşmamak din meselelerinde…
Atatürk’ün dine hizmetleri
Atatürk’ün dine hizmetleri Sitelerimde ve kitaplarımda bu konuya çok geniş yer verdim. Şimdi kısa bir özetle yetineceğim. Atatürk bir hafız veya hoca değildi. Annesi mutaassıp bir hanımefendiydi ve oğlunun dini eğitim almasını çok istedi. Ama Atatürk’ün hayali asker olmaktı ve kendisine o yolu seçti. Yaşanan sıkıntılar, aile içi istekler, okul hayatı, temaslar, savaşlar ve cepheler…
Kader ve kadercilik
Kader ve kadercilik Kader kutsal yazgıdır, kısmettir, yaratılıştır, ölçüdür, nizamdır, müdahale ve ara durumdur. İlahi olduğu için çoğu elimizde değildir. Yani kimden doğacağımız, ne zaman öleceğimiz filan. Buraya kadar normaldir, kontrolümüz dışındadır ve ilahi bir sırdır, haddimizi aşar. Lakin; insan iradeli bir varlıktır ve sınav olduğumuz için de yanlışlar arasında doğruyu, haramlar içinde helali, çirkinler…
Metastaz
Metastaz Metastaz, tıbbi bir terimdir ve kanserin kaynağını aldığı organdan daha uzak bir bölgeye yayılmış olması demektir. Bu yayılma; kan dolaşımı veya lenf damarları yoluyla olur ve orada yeni tümör odakları oluşur. Yayıldığı da zaten o zaman anlaşılır. Yayılma başladıysa da kurtuluş bir hayli zordur. Neden böyle bir giriş yaptım? Çünkü toplumsal olarak kansere yakalandık…
Hayvanlara hakaret etmeyin
Hayvanlara hakaret etmeyin Hayvanlar alemi müthiş bir muamma. Suda, havada, karada milyarlarca türün mevcut olduğu, muazzam bir dünyada yaşıyoruz. Pek çoğu yabani, bir kısmı evcil. Lakin hepsi birbirinden güzel ve yaşamaktan başka gayeleri yok. Bu anlamda onlardan alacağımız çok dersler var. Bizler onları alışageldiğimiz sıfatlarıyla anıyoruz. Çakal, akbaba, sansar, köpek mesela kötü örneklerken, aslan, kaplan,…
Toplumsal ve manevi yaramız; iftira ve gıybet
Toplumsal ve manevi yaramız; iftira ve gıybet Arapça kökenli “ifk” sözcüğü; bir suçu birine yükleme, iftira anlamına gelir. İslam’ın ve toplumumuzun maalesef kanayan yaralarındandır. Bir sözün iftira olması, gerçek olmayışı anlamına gelir. Kötü zannı, yalanı, hak yemeyi, ve iffeti karalamayı ifade eder. NOT: Gıybet ise bilinen anlamıyla dedikodudur ve başkası hakkında, kendisi yokken doğru ancak…
Dinen mükellefiyet ne zaman başlar ?
Dinen mükellefiyet ne zaman başlar ? Amel defteri inancımıza göre günah ve sevapların yazıldığı (izafi) kayıttır. Buna göre hesaba çekileceğimize, irili ufaklı hiç bir şeyin atlanmadan o deftere yazılacağına inanırız. Herkesin bir defteri olacağına, kimsenin başkasının günah veya sevabını üstlenemeyeceğine de, yani amel defterlerinin bireyselliğine. Yine inanırız ki o defterin sıfırıncı günü yani ilk satıra…
Kişilere tapmak
Tahrim yani haram ve helal belirleme yetkisi sadece Allah’ındır. Dinde kural koyma yetkisi sadece O’ndadır. Ve biz eğer birisinin, birilerinin ahlak ve maneviyat üzerine söz ve fikirlerini sorgulamadan, dine uygunluğuna bakmadan alıp kabul ediyorsak…. onu her şeyin bahşedeni mevkiine çıkartıyorsak, medeti, şifayı, rızkı ondan bekliyorsak…. o kişiye tapıyoruz, o kişiyi İlah’ımız yapmışız demektir. İman değil…