Büyük İskender ve Gordion düğümü
Hayatımızda çokça kördüğüm var… çözülmesi imkansız yahut öyle görünüyor. Aşamadığımız bazı zorluklar beliriyor ve hayatın olağan akışı içinde biz o sorunu çözemiyoruz. Teslim olmak, vazgeçmek, yahut yok saymak gibi seçeneklerimiz var ya da çözmeye alışılagelmişin dışında usullerle çalışmak ya da kaba güçle halletmek ya da akıl ve kararlılıkla kendimizce çözüm bulmak.
Düşünürler Büyük İskender’in Gordion düğümünü çözme efsanesini kaba kuvvetle meseleyi halletmek olarak görse de bence o düğümün çözülmesi, cesaret isteyen, akıl ve kararlılık isteyen, alışılmamış, dâhilere özgü, sorunla boğuşmak yerine meseleyi kökünden halletmeyi esas alan bir yaklaşım ve takdire değer. Yani ben bu müdahaleyi asla hadsizlik ya da hile olarak görmüyorum.
Bence her zor sorunun basit bir cevabı vardır ve o cevabı sadece dâhiler bulur.
Gordion Düğümü, medeniyet tarihinin en büyük hükümdarları arasında gösterilen Büyük İskender ile ilgili anlatılan ünlü bir efsanedir. Efsaneye göre bir lider arayışında olan Frigler’e bir kahin tarafından şehre öküz arabasıyla giren ilk adamı kral ilan etmeleri söylenir. Derken uzaktan yanında karısı ve oğlu Midas ile birlikte kağnısını süren Gordias görünür. Bunu gören Frigler sevinerek Gordias’ı kralları olarak kabul ederler.
Krallığın Zeus’un bir lütfu olduğunu düşünen Gordias, ilk iş olarak kağnısını Zeus Tapınağı’na adar ve kızılcık dallarından bir düğümle bağlar. Gordias, ölmeden önce kendini krallığa taşıyan bu düğüm için: ” Kim bu düğümü çözerse, o kişi dünyaya hükmeder .” sözünü söyler. Düğümü çözmeyi başaran kişinin, tüm Asya’nın hükümdarı olacağı söylentisi kısa süre içerisinde yayılır. Aradan yıllar geçer ve Makedonya’dan tüm dünyayı fethetmeyi kafasına koymuş genç bir imparator Gordion’a gelir. Tarihler tahminen M.Ö. 334 yılını göstermektedir.
Büyük İskender gerçekten de Pers İmparatorluğu’nun fatihi ve Asya ‘nın hakimi olma yolundadır. Gordion Düğümü efsanesini duymuş olan İskender, kente gelince ilk iş olarak tapınağa gider, düğümü çözmek için uğraşır ancak ne kadar çabalasa da düğümü çözmeyi başaramaz. Bunun üzerine Genç İskender, sabırsız bir öfkeyle sinirlenerek kılıcına davranır ve düğümü keser. Böylelikle kehanet gerçekleşmiş olur. Ancak İskender’in 33 yaşında ateşli bir hastalıktan zamansızca ölümü, bilgelerce İskender ‘in, Gordion düğümünü çözmek yerine, sabırsızca davranmasının akıbeti olarak görülür.
Gordion Düğümü; tarihi efsaneye dayanarak, çözümü imkânsız gibi görünen, ancak zora başvurularak çözülebilecek – akıl ve kararlılıkla sonlandırılabilecek sorunlar için kullanılan deyimdir. “Gordion düğümünü çözmek” ve “Gordion düğümü gibi karışmak” deyimleri de bu deyimden doğmuştur.
Bence insan hayatta karşılaştığı sorunlar karşısında pes etmemeli. Çözülemez , ilahi, yazgısal olanlar hariç, her şey hallolabilir. Hiç olmazsa zaman içinde. Ancak bu kararlılık, bilgi, kuvvet, irade ve azim gerektirir. Korkmak yerine atılmak, çekinmek yerine üzerine gitmek dâhilerin işidir ve bizler o denli büyük meselelerle uğraşmasak da her büyük sorunumuza yaklaşımımız için bu efsane güzel bir örnek olabilir.
Kimsenin cesaret edemediği, düşünmediği bir çözümdür mesela düğümü kesmek… Krala, kehanete, toplumsal kabullere rağmen… Ama Büyük İskender yapmıştır ve başarı da düğümü kestiği için değil ama düğümü kesecek cesaret ve kararlılığı kendisinden bulduğu için kendiliğinden gelmiştir.
Bizim için ders olan kısmı da şu; her mesele kendi içinde çözülür ve meseleyle boğuşmamak gerekir. Önemli olan soruyu yani meseleyi doğru okumak, düşünmek, hazırlanmak ve icra etmektir. Kararlılıkla, korkmadan…
Ben Makedon Kralı İskender’in tahammülsüzlük yaptığı, acele karar verdiği görüşünde de değilim. Eminim ki cihan imparatoru tüm yolları denemiş ve kılıca en son müracat etmiştir. Bundan bize derste şudur ki şiddet asla ilk müracat edilecek şey değildir. Öfke ve acele karar vermekse yanıltır.
Bence.