Kullanılmış yahut elde kalmış malzemelerin, vefat edenlerin, iflas edenlerin mallarının satıldığı yerlerin adı BİT PAZARI. Bunlardan Yurt genelinde binlerce var. Şehrinizde de semtinizde de mutlaka görmüş, gezmişsinizdir.
Buralardan alanları, giyinenleri ben asla kınamıyorum. Burada mal satmaya çalışanları da hırsızlık malı olmadığı sürece. Çünkü hayat zor bir mücadele ve badireler insanı bazı şeylere mahkum ediyor istemesek de.
Sosyete pazarları gibi buraların da ismine itirazım var öncelikle. Ne demek bit, bitli. Vaktiyle öyle olabilir imkansızlıklar nedeniyle ama şimdi öyle değil. Dahası buralar ekonomide de bir hayli yer tutuyor. Gariban kesim için hatta ilginç şeyler arayanlar için bile doğru bir alternatif. Çünkü orjinali, ithali, yedek parçası imkansız olan bazı şeyleri burada bulmak mümkün. Mağazada binlerce liraya satılan şeyler burada yüz liralarla ifade ediliyor. Dahası ilginç malzemeler de var. Antika tutkunları içinse burası bulunmaz bir cennet, koleksiyoncular için de.
Burada yurdum insanların ve ekonominin resmini çekmek de mümkün. Ekonomik imkânsızlıkları hissediyorsunuz buralarda. Yaşlı teyzelerin adeta yakarışını, eve lokma götürmek zorundaki yaşlı dedelerin ızdırabını. Evdeki oğluna elinde kalan son üç kuruşuyla ayakkabı almak isteyen amcanın acı feryadı var buralarda. Evde ördüğü danteli köşede, gözlerden utanarak üç kuruşa satmaya çalışan dul Ayşe teyzenin de.
Burası çalmayan, kolay para kazanmayı reddedenlerin yeri. Ahlaksızlıkla, mafyalaşmayla, kumarla değişmeyenlerin, doğrulukta sebat resmi bu. Fakir ama onurlu insanlar var buralarda. Ne olduğunu, nerden geldiğini unutmayanlar. Alan da öyle, satan da.
Ne marka tutkusu var burada, ne lüks veya moda takibi. Bir zorunluluk, bir ihtiyaç söz konusu ve herkes aynı düzlemde gelir bakımından.
Yardımlaşma, acı ve gelir paylaşma var az da olsa.
Dilenmek yerine çalışmayı tercihe den dedeler, nineler var burada.
Oralarda Batı özentisi, marka tutkunu zenginler, gelirlerinde alın teri olmayanlar, alt tabakalaştırdıkları insanlarla aynı havayı solumamak azminde olan sözde soylular yok.
Orası hayatın gerçeği. Onlar uzaylı değil, bizden birileri.
O yüzden bit pazarlarını sakın aşağılamayın. Aşağılarsanız gün olur orada mal satmak veya oralardan mal almak zorunda kalabilirsiniz.
Bence orada dönen paralar helal. Oradaki insanlar güzel. Orada yaşam çok daha gerçek. Bit pazarlarında yaşam haftada bir kez de olsa, gözden uzak yerlerde de olsa, aşağılansa da içimizden hayatları yansıtıyor, barındırıyor. Bakın bakalım oradaki insanları toplum içinde, günlük telaşla nasıl gözden kaçırıyoruz? Bu da bizim ayıbımız. Utancı ise hepimize yeter.
Benden demesi.