Bir Ulus fakirleştirilirse ne olur
Küresel dünyanın kirli emellerine değinmeyen çalışıyorum değişik pencerelerden. Fakirleştirildiğimizi de daha önce yazmıştım. Niyetleri zenginleşmek değil, fakirleştirmek demiş ve her ikisinin çok farklı şeyler olduğundan bahsetmiştim.
Kendimi yeterli hissetmediğim için bugün devamını getireceğim. Yani neden fakirleşmemizi istiyorlar? Biz fakirleşince ne olacak?
Tahmin edersiniz sizler de ancak ben aklımdakileri dökeyim önce.
Fakirleşen insanlar sağlıklarını koruyamadıkları, düzgün beslenemedikleri, sağlıksız ortamlarda büyüdükleri, sağlıksız gıdalar tükettikleri, ısınma ve barınma ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için….. ölürler. Bu birinci sebep. Yani abiler fakir ve kimliksiz ve faydasız insan istemiyorlar. Öldürüyorlar yani, resmen cinayet.
Fakirleştirilen uluslar para için, hayatta kalmak için önce ahlaktan taviz verirler. Ahlaksız, sınırsız, inançsız, paraya kul toplumlar yaratmak istiyorlar ki ruhları satın alıp bizi değerlerden vazgeçirsinler, kendilerine sadık hale getirsinler, para için her şeyi (!) yapmaya hazır insanlar sürüsü olalım.
Fakir toplumlar, dillerinden, sanatlarından, alışkanlıklarından, milli değerlerinden mecburen vazgeçerler…. Sanatsız kalan toplumların ise hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
Fakirleşince bir Ulus üretim biter, tüketim başlar. Makineler eskir, yenisi alınamaz, tamir etmek bile imkansızlaşır.
Fakir ulusların eğitimi biter, kopya eğitimler ithal edilir ama bedene uymadığı için ortalık cahil ama sonradan görme züppelerle dolar. Sosyal dengeler tamamen bozulur, itibar alime değil zengine gösterilmeye başlar.
fakir toplumlarda insanlar merdiven altı bile olsa gizli yapılanmalara dahil olup maddi ve manevi açlıklarını gidermek ister. Üç kuruş mamalanırlar, orada bedava yemek yiyip ısınırlar, fanatikleşirler, beyinleri yıkanır, talimatlandırılır ve sokağa salınırlar.
Fakir uluslarda ilk zararı kızlar ve kadınlar görür, et ticaretleri yaygınlaşırken, kadınlar suçlanır, mal gibi alınıp satılan kadınlar, eşitleri olmayan paralı erkeklere satılır üç bilezik karşılığı, hem de erken yaşlarda.
Fakir toplumlar siyaset ve futboldan başka, bir de enflasyon…. başka şey konuşamaz hale gelirler. Muhabbet biter, kutuplaşma ve fanatikleşme başlar, koca Ulus bir kaç cepheye ayrılır.
Aileler dağılır, aile bağları kopar, aile içi krizler, sapıklıklar yaşanır.
Binalar eskir, eski evlerde üst üste yaşayan insan kümeleri görülür…
Hırsızlıklar, mafyalar artarken sokakların güvenliği kalmaz…
Gıdalar yurt içinde üretilmediğinden yurt dışından getirilir, hatta etler, hatta fasulyeler…
İnsanlar ekmekle beslenir ve aşırı karbonhidrattan, protein alamamaktan dolayı zeka gerilikleri yaşanır… gelecek nesiller süt içemediğinden güdük kalır, kısalır… Gebe inekler bile satılır geçinmek uğruna kısa vadede.
Sahte mallar, mamuller sarar ortalığı, zehir saçan… El sanatları da ölür, ustalıklar da…
Vergi borçları artar, ipotekler, hacizler gelir, kredi kartları tavan yapar, gelecekler ipotek altına alınır.
Uyuşturucular, ev yapımı rakılar dolar piyasaya yarı fiyatına. Kederli insanlar bunlara hücum eder, içer ve ölürler bir zaman sonra.
Tefeciler sarar ortalığı sıçanlar gibi. Dört köşeyi tutup insanların kanını emerler kredi veya borç adına.
Akıllılar çıkar halkı soyar soğana çevirir hayal tacirliği sanatlarıyla, saadet zincirleriyle.
Televizyonlar daha çok izlenir olur, izlendikçe beyinler yıkanır, olan üç kuruş gelirler reklam edilen moda ve markalara akar gereksiz yere… Lüks özentisi yayılır dört yana. Etek boyları kısalır, saçlar mavileşir, göbekler açılır, botokslar artar, göğüs çatalları fora edilir.
İthal mallar sarar tezgahları…. içkiler, sütyenler, ayakkabılar…. Ülke başka ülkelerin pazar tezgahına dönüşür.
Erkeksi kadınlar, kadınsı erkekler dolaşır sokaklarda dejenere kültür aktarımlarıyla, özentilerle…
Evcil hayvanlar sokağa salınır bakılamayınca, azgınlaşır, saldırganlaşır bela olur milletin başına…
İş adamları yabancı ortaklar alır kendine, bir zaman sonra şirketin anahtarlarını teslim eder elleriyle çaresizlikten, köşesine çekilir… rekabet edemediği için.
Tekeller peyda olur onlarcası. Zengin babalar sektördeki diğer iş sahiplerini yutar teker teker. vergi kaçıran, kaçak işçi çalıştıran zenginleşir, dürüst olanlar iflas eder.
Her biri bir kale olan fabrikalar satılır peş peşe yabancılara. Messi’ye 220 milyon dolar ödeyen ülkeler, diğer ülkelerde 50 milyon dolara fabrika satın alır en cafcaflısından.
Ülkenin kaderini zamlar belirler, emekliler dişlerini yaptıramaz parasızlıktan…
Dedeler torunlarına harçlık veremez bayramlarda, yırtık pabuçların ökçeleri dahi tamir ettirilemez, çorapsız giyilir ayakkabılar….
Binalar eskir, ahlaklar çöker, para biter, sağlık elden gider, gecekondulara bürünür şehirler, ulus olma kimliği kaybolur, lisan unutulur, tarih değiştirilir, gelecek tasarlanır birilerince, teknoloji kaybolur, kazanımlar yitirilir, araştırma adına hiç bir şey yapılamazken….. MİLLİ GÜÇ ZAYIFLAR.
İç ve dış siyaset bu zayıflık sebebiyle cılızlaşır…. Vekiller iş yapamaz, kurumlar birbirine düşer, bankalar iflas eder peş peşe.
Köprüler, otobanlar satılır, tamir edilemez asfalt yollar, maliyetler artarken yarıya iner çalışan maaşları. Enflasyon canavarı her gün biraz daha büyürken…. çalışanlar, emekliler aç kalır.
Gül bahçeleri çöle döner…. tarihi eserler çöplük olur…. çöpler sarar sokakları.
Bir Ulus fakirleştirilirse ne olur ?
Yolsuzluk, kayırma, rüşvet, iltimas, sınıf farkı, yabancı hayranlığı, kültürsüzlük, garibanlık, zulüm, hastalık, ahlaksızlık, sahipsizlik, güvensizlik …. kader olur.
Bunun için, bunlar için fakirleştiriyorlar dünyayı. Enflasyonu, markayı, modayı körükleyerek, fiyatları yükseltip maaşları düşürerek, öldürerek, süründürerek, kitap okumaktan vazgeçirerek, tiyatroya gidemeyen halk yaratarak, yabancıları kral yaparak, değerlerden tavizler vererek, öz malları satarak, kapitülasyonlar vererek….
Tüm dünya ülkeleri aynı durumda. Almanya’sı da, Fransa’sı da. Bu siyaset üstü, ülkeler üstü bir mesele.
Üreten, kanmayan, geleceği görebilen, bir ve beraber olabilen, ayrışmayan, çalışan, zeki toplumlar kalacak ayakta. Diğerleri yok olacak.
Petrol bitecek, yakacaklar kuyuları, çöktürecekler deprem bombalarıyla, cebren.
İhtiyat akçelerine bile göz diktiler.
Elektriksiz bırakacaklar ülkeleri belki üç beş hafta…. hiç bir şey çalışmayacak. bankalar iflas ettirilecek, kağıt paraların hükmünü bitirecekler dijital para uğruna.
Aç bırakacak, köksüz bırakacak, öldürecekler bedenleri, ahlakları, milletleri.
bence… uyanmak, oyunu anlamak, fakirleşmemek, eldekine sahip çıkmak, çalışmak ve üretmek önemli. İster düğme, ister tahuıl, ister araba. Ama mutlaka üretmek.
Milli değerlere sahip çıkarak, kutuplaşmayarak, yardımlaşarak….
benden demesi.
Unutmadan bir de ormanları yakar birileri, ağaçları keser de otel yapar… müteahhitler malzemeden çalar da depremlerde binlerce kişi ölür….
Fakirleştirilirse bir Ulus herkes ekmek derdine düşer, muhtaçlıktan el açar birilerine ve perde arkasında kazılan kuyuları merak edip aramaz, merak etse de göremez bile… kandırılır, sürüleşir….