Bir Müslüman nasıl olmalı ?
Mübarek Ramazan ayında olduğumuz için bir miktar dini yazılara ağırlık vermek istiyorum ki malesef din bilgisi anlamında pek çok yanlış ve noksanımız var. Burada kısa özet geçeceğim. Derinliğine bilgi arzu eden okuyucularım internetten kaynak araştırması yapabilir.
Temel kavramlarla başlayalım önce ki taşlar yerine otursun evvela. Çünkü pek çok yanlış sıfatların ve zamirlerin yerinde kullanılmamasından kaynaklanıyor.
Mesela İslam ve İman aynı şey değildir. Dinin en önemli bahsi budur fakat bazı kesimlerce bu ikisi aynı manada kullanılır ve ağırlığı kaybolur. İslam, Allah’ın tek dini olan TEVHİD‘in Kur’an ile bildirilmiş son hali ve kıyamete dek baki kalacak formatının adıdır. Bir inanç ve ibadet sistemidir. Bu dinin adı İslam’dır ve anlamı; huzur, barış, esenlik ve sadece Allah’a teslimiyet demektir. İslam’ın şartları yani dine girmenin şartları Kelime-i Şehadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekat vermektir.
Görüldüğü üzere burada da bir noksan vardır ki bunlar Şehadet etmek hariç inanç unsurunu taşımamaktadır ve İslam’dan ziyade İbadetin şartları gibidir. Noksandır çünkü içerisinde mesela Kur’an’ı anlayarak okumak, ahlaklı olmak, emin olmak gibi hususlar da yoktur.
İnançla alakalı kısmı Şehadet etmektir ki iman edilecek hususlardan sadece Allah’ı ve Hz. Peygamber’i kapsar ki bu da noksandır.
İslam dininin mensuplarının adı ise Müslüman‘dır. Yani Allah’a teslim olan demektir.
Gelelim itikat yani inanç meselesine. Bunun dindeki adı İMAN ETMEKTİR. Allah’a, ahiret gününe, tüm Peygamberlere, tüm Kutsal kitaplara, meleklere inanmak demektir. Kadere iman etmek bazı kaynaklarda yer alsa da Kur’an ayetlerinde yer almamaktadır.
Hemen burada büyük bir parantez açmak gerekir. Tüm Peygamberlere iman demek hepsinin Allah tarafından gönderildiğine ve elçi olduklarına inanmaktır. Adı ayetlerde anılsın anılmasın ne kadar Peygamber varsa hepsinin Allah katından görevlendirildiğine ve zamanlarında kavimlerine Allah’ın emirlerini ilettiklerine inanmaktır. Lakin son Peygamber Hz. Muhammed ve son Kutsal Kİtap Kur’an ile onların din adına beyanları hükmünü yitirmiştir ve esas olan Kur’an’dır.
Tüm kutsal kitaplara iman etmek de tümünün muteber ve geçerli olduğunu kabul etmek değil, tümünün Allah katından Peygamberler aracılığı ile gönderildiğine inanmaktır. Lakin diğerleri tahrif edildiği, insan eliyle kirletilip, kutsallığını kaybettikleri için tek muteber Kutsal Kur’an kalmıştır ve fakat bu diğerlerinin Kur’an ile örtüşen ayetlerinin boşa çıktığı anlamına da gelmez. Kısaca Kur’an ile çelişmeyen tüm eski ayetler muteberdir. Lakin ölçü daima Kur’an’a uygunluktur.
İman edenlerin dindeki adı MÜ’MİN‘dir.
Her Mü’min Müslümandır ama her Müslüman Mü’min değildir.
İSLAM’IN ABDESTİ; İMAN‘dır. Yani iman edilmedikçe cennetlere gidilemez ve Müslüman olmak yetmez, mü’min olmak yani iman etmek gerekir. Bu iman da tahkiki kalbe araştırılıp ikna olunarak yerleştirilen, tafsili yani detaylı ve icmali yani bütün olarak yaşanmalıdır. Taklidi olmamalıdır başka bir deyişle. Riya ve gösterişten uzak olmalıdır yani.
Çünkü niyetleri bilen Allah insana şah damarından da yakındır ve inanç derecesini zerresine kadar bilir.
O halde İslam ve iman arasındaki farkı anladığımıza göre, gelelim bir Müslüman’ın nasıl olması gerektiğine;
Müslüman mü’min olmaya gayret etmelidir öncelikle. Yani iman dilemeli, imanını kuvvetlendirmeli, Allah korkusu ve Allah sevgisini aynı anda hissetmelidir. Ahiret inancıyla beraber bu hissiyat kulu dürüst ve iyi yaşamaya zaten mecbur en sevk eder.
Müslüman Allah’tan başkasına kul olmayan, bir başkasına secde etmeyendir.
Müslüman güzel ve üstün ahlaklı demektir ki bu ahlak ülkeye, zamana göre değişmeyen MUTLAK AHLAK’tır. Yani Kur’an’da yazılı haliyle suç, günah ve haramlardan sakınılmış, mübah ve güzel işler, sözler, işleyişler, davranışlar manasındadır.
Müslüman olgun ve örnek olmalıdır, sevgi ve saygı telkin etmelidir, kendisine güven duyulmalı, sözleri doğru olmalıdır.
Yalan, hile, tuzak, iftira, haset gibi kirli söz ve imalar, dışlayıcı, ayrıştırıcı tutumlar Müslüman’ın yaşamında yer almamalıdır.
Faziletli, haysiyetli bir insan olmalıdır Müslüman. İlim ve irfan sahibi olmalıdır.
Müslüman aklını kullanan, Kur’an’ı öğrenmek için okuyan, iradesiyle seçeneklerden doğru ve güzel olanları seçendir.
Müslüman merhametlidir fakat merhamet etmek acımak değil ACITMAMAKTIR.
Müslüman yardımseverdir, affedicidir, kardeşliği özendirendir, barışı destekleyendir.
Müslüman kandırmayan, aldatmayandır.
Müslüman cehaletin düşmanıdır, haktan yanadır, adaletlidir.
Haram yiyecek ve işlerden sakınandır Müslüman. Günahlardan kaçınandır.
Huşu (kalben mutmain olarak, tam kani vaziyette) ile ibadet eden, nasuh (içten ve göz yaşları içinde) tevbe edendir Müslüman.
Müslüman şeytanı ve ordularını en büyük düşman kabul edendir.
Müslüman boş iş ve söz sarf etmeyen, çalışarak üreten, helal lokma ve rızık arayandır.
İyilikle yetinmeyen, kötülükle hak yolunda mücadele ve cihad edenin adıdır Müslüman. Batıla, şeytanlıklara isyan etmekte çekinmeyendir.
Allah adına şahitlik ederken, ana babası aleyhine bile olsa, doğruyu söylemekten vazgeçmeyendir Müslüman.
Müslüman insan sevgisi duyan, kötü söz etmeyen, gönül kırmayan ama zulme karşı feryat ve cihad edebilen,, hakkı korumak adına ölümü göze alabilendir.
Müslüman düzenlidir, planlıdır, dirayetlidir, vefalıdır, ölçülüdür.
İyi niyetlidir Müslüman. Güvenilirdir.
Müslüman hayrı Allahtan’ diler ve hayırdan başka bir şey düşünmez. Şer ile irtibatı dahi yoktur.
Müslüman çalışmanın ve düşüncenin ibadet olduğunu bilir.
Ticarette hile yapmaz Müslüman, ticaret ahlakından zerre uzaklaşmaz, işini doğru ve güzel yapar.
Müslüman doğup büyüdüğü topraklara, bayrağına, Millet’ine ihanet etmez.
Şehadet için yaşar, Allah’a kulluk için yaşar, dünya eğlencelerine ve süslü dünya mallarına aldanmaz.
Müslüman kimseyle alay etmez, küçük görmez, dışlamaz, açık ve ayıp aramaz.
Müslüman dinin aziz saydığı imana, dine, mala ve özel hayata saygı duyar, mahremine saygılı, namahreme mesafelidir.
İftira atmaz Müslüman, yalan konuşmaz, münafıklık (inanıyor görünüp iman kardeşlerini arkadan vurmak) etmez.
Müslüman her bir bireyin Allah katında eşit olduğunu bilir, ahiret derecelerinin bu dünyadaki servet ve makamlarla alakası olmadığını bilir, dünyanın bir sınav olduğunun farkındadır.
Müslüman Allah’ın sınırlarını bilir, anlar, uymaya çalışır ve bu sayede Allah’ın dinine yardım eder.
Müslüman yaşamıyla, inancıyla, söz ve davranışlarıyla cennetlere yeniden geri dönmek rüştünü ispat edendir.
Müslüman dünya hayatını SIRAT-I MUSTAKİM üzere yaşayan, doğru yoldan sapmayan, şeytana uymayandır.
***
Bir Müslüman nasıl olmalı ? sorusunun en kısa cevabı bu bana göre. Kısaca Müslüman Allah yolunda yürüyen, Allah’tan başkasına kul olmayan, Allah’ı seven ve sınırlarına riayet edendir. Bunu da İKİ YÜZLÜLÜK VE GÖSTERİŞTEN ÖTE sade ve içten hislerle, söz ve davranışlarıyla örnek olarak topluma gösterendir. bence.