Bir Müslüman bunu nasıl yapar
Sizleri dini konularla sıkmak istemiyorum ama mübarek Ramazan ayı hürmetine, içimi acıtan bazı manevi meseleleri konuşmanın tam zamanı diye düşünüyorum. Konu başlıktan da anlaşılacağı üzere İslam’a tabi yurdum insanının yanlış halleri, sözleri, teslimiyetleri ve şeytanla işbirlikleri. Vatan ve millet aleyhine, insanlık aleyhine…. kutuplaştırıcı, kötü, çirkin haller.
Topraklarımızda tamama yakını Türk ve tamama yakını Müslüman bir yapıya sahibiz. Aramızdaki Türk ve Müslüman olmayanlarla da barış ve anlayış esasına dayalı, kültürel ve ananevi bir birlikteliğimiz var. Bu topraklarda çok şükür huzur ve güven içinde yaşıyoruz. Anayasamız sağlam, milli, kültürümüz yüksek, aydınlık ve sağlam bir gençliğe sahibiz, kaynaklarımız bol, insanımız güzel.
Ama….
Bu topraklarda bazılarımız olması gerektiği gibi yaşamıyor. Türklüğe ve İslam’a aykırı hareketler içinde, boş ve yalan sözler sarf ediyor, kötülüğe hizmette sakınca görmüyor ve cehalet içinde etrafına da zarar veriyor. İlerleyemiyor, aydınlanmayı reddediyor, adaletten korkmuyor, günah işleme özgürlüğünü sonuna dek kullanıyor. Aşağılıyor, sınıf farkı yaratıyor, kibirle büyükleniyor. Bu da toplumsal refah ve huzuru bozuyor.
Belden aşağı hayatlar yazımda namusun nasıl zedelendiğini anlatmaya çalışmıştım. Ahlak erozyonu yazımla da ahlakın geldiği noktaya dikkat çekmek istemiştim. Aynı konuları tekrar edecek değilim. Lakin içimi acıtan başka şeyler de var.
Kız çocuklarının gördüğü muameleler mesela…. içim elvermiyor yazmaya ama içler acısı.
Dayak yiyen, öldürülen kadınlar …. katledilen sokak hayvanları, yakılan ormanlar, kimyasal atıkların salındığı dereler…
Hırsızlıklar, cinayetler, hortumlar, kayırmalar, dolandırmalar….
Muta nikahları, zinalar, çok eşliler, dul kadınlara menfaat (!) karşılığı yardım edenler, garibanlara yardım eli uzatmak yerine lokmalarını çalanlar…
Ticaret ahlakı yazıma da lütfen göz atın. Ticarette güven yerlerde sürünüyor, itibarsa sıfır.
Dini menfaatlerine alet eden binlerce insan var…. bir o kadar da dini Kur’an’dan öğrenmek yerine birilerine el pençe divan duranlar….
Dini mezheplere, tarikatlara, onlarca fırkaya bölenler….
Paraya, kula, konfora tapanlar var….
Organ için çocuk kaçıranlar, kan satanlar, çocuk ticareti yapanlar, çocuk p.rnosu oynatanlar….
Kamu malına el uzatanlar var, 83 milyonun hakkını gasp edenler var korkmadan….
Eğitime darbe vuran, Atatürk gibi bir iman eri, tevhid eri kurtarıcıyı karalamaya çalışanlar var..
Şura ve istişare dini olan İslam’ı, halkın iradesi demek olan, halkın egemenliği demek olan Cumhuriyet’ten kopartmak isteyenler var.
Laikliği dinsizlik, dinsizliği laiklik olarak okuyanlar var.
Dini Arap geleneklerine kurban etmek isteyenler var.
İsrailiyatın pençelerini dine sokmaya çalışanlar var.
Güzel yurdumun insanına, malına, hanesine göz koyanlar var.
Fakirleştirenler var Müslüman toplumu…. fakirliği kader edenler var.
Hayal, umut ve sevgileri çalanlar var.
Sonra diyorum ki bir Müslüman bunları nasıl yapar? Bir Türk bunları nasıl yapar?
Sonra diyorum ki demek ki bunları yapanlar….. Türk değil, Müslüman da değil. İnsan bile değil.
Yaşlı anneleri öldürenler var birkaç bilezik uğruna, uyuşturucu alabilmek için.
Depremzedelerin cesetlerinden küpeler, yıkılan evlerden eşya çalanlar var.
İhalelerin hakkını vermeyen, yalancı şahitlik yapan, mafyalık eden, çetecilik yapan, adalete ve huzura yara aldıranlar var.
Tacizciler, tecavüzcüler, mobing uygulayanlar var.
Vergi kaçıranlar, vergiden kaçınanlar var.
Yalan haber yapan gazeteciler var…. ekranlarda cinsel tercihi rotasından kaymış olanlara özendirme yapanlar var…
Açılıp saçılmayı medeniyet sananlar, aksine örtünüp kapanmayı din sananlar var.
Özünü unutan, Batı’ya hayran olanlar var, Batı’ya üç kuruş para için göç edenler var.
Kumar oynayanlar var 7/24. bahisçiler var, piyangocular var.
tefeciler var halkın kanını emen dine rağmen.
Allah’tan korkmayan zalimler var…
İlmi, gerçeği, Fıtratı yalan olanıyla değiştirmeye, meallerle oynayıp anlamını sulandırmaya cüret edenler var.
Diyorum ya bir Müslüman bunları nasıl yapar?
Tabiata, çevreye zarar verenler var korkusuzca.
Terörden medet umanlar var.
Halkın nafakasına göz koyanlar var, muhtaçları ortada bırakanlar var, inşaatlarda hile yapanlar var, malzemeden çalanlar var, denetimi yerine getirmeyenler, maaşını hak etmeyenler var.
Rüşvetçiler var…. evrak komisyoncuları var, Beyefendi yakinimdir kartı dağıtanlar var, sınav sorularını çalanlar var…
Ehliyet ve liyakati terk edenler, aramayanlar, tercihlerde dikkate almayanlar var.
Oy çalan var, hile yapan var, yalan diyen var, yalan yere yemin eden var, bir sözü diğerini tutmayanlar var, münafıklık edenler var.
Göz yaşına, mutsuzluğa, acıya sebep olanlar var.
Yaşlılara, engellilere zulmedenler var, engelli annesinin sahte raporuyla ucuza araba almaya çalışanlar var.
Aklım almıyor.
Allah’tan korkan, İslam’a tabi, ahirete inanan biri bunları yapamaz. Bunlar gafletten öte şeyler ve ayırt edici aslında. O zaman diyorum ki bu insanlar başka dinlere mensup veya inançsızlar ve bize yalan söylüyorlar. Müslüman değiller yani diyorum.
Bir Müslüman bunu nasıl yapar örneğinden daha sayfalar dolusu yazabilirim. Ancak sizleri sıkmak istemiyorum. Maksat anlaşılmıştır sanırım. İnanıyorsanız, Türk ve Müslümansanız gereğini yapın, yanlışları terk edin. Çünkü bu saydıklarım sadece bir avuç insanın gafleti değil, toplumsal yaralarımız.
Yaklaşık olarak bu saydığım kusurları işleyenlerin sayısını tahmin ettiniz mi kaç kişi etti diye? Korkunç bir rakam değil mi?
Çocuklarımıza daha güzel yarınlar bırakmak için, insanca yaşamak için, dünya sınavını başarıyla tamamlamak için çok daha fazlasına ve düzelmeye ihtiyacımız var.
Şu an ne yaşamayı ve ne de ahiret sevincini hak etmiyoruz.
Bu vatana ve şehitlerimize verdiğimiz sözlere de layık değiliz.
Bu halimizle bu mübarek ayda bence düzelme zamanındayız. Bu kutsal fırsattan yararlanarak kendimizi hesaba çekme ve düzeltme borcundayız.
bence yapalım be iç hesaplaşmayı ve kalbimizle aklımızı doğruya sabitleyelim geç olmadan.
bence.