Balık hafızalı toplumlar
Balıklar, şayet tekneden ava gittiyseniz bilirsiniz, bir yeme dadandığında korkar, gider dolaşır ve üç saniye sonra yine geri gelir, o yeni bir şeymiş gibi bildiklerini unutarak yeme hücum eder ve yakalanır. Yani az önce geçirdiği tehlikeden hiç ders alamaz çünkü hatırlamaz, unutmuştur. İşte bu zamanda toplumlar da böyledir. Hele karbonhidrattan başka bir şey tüketemeyen toplumlar. Fakir ve cahil toplumlar.
Balık hafızalı toplumlar sözü iyi kötü her şeyi kısa sürede unutan, nankörlük veya cehaletle vefasızlık eden, cahil ve yarı eğitilmiş toplumlar için kullanılır.
O toplumun başına sayısız badire, bela, kıtlık, yokluk, hastalık, kriz, deprem, kaos, terör, yalancılık, ihanet, adaletsizlik, kaza…. gelir de o toplum kısa sürede unutur o başa gelenleri, dayatılan suni gündeme uygun şekilde başka şeyler konuşur.
Güzel şeyleri de unutur toplum gündeme uyarak. Bu mesut günlerini sağlayan Ata’larını, yaşadığı başarıları, kazanılmış zaferleri…. insanlığını, devlet geleneğini…. rant uğruna, reyting uğruna, para umuduyla, nankörlük ederek, unutmak istediği için, dizilerden uyanmadığı için.
Balık nasıl döner dolaşır yeme geri gelirse bu toplumlar da hep aynı yalanlarla kandırılır, aynı kişilerce aldatılır, aynı belaları defa defa yaşar da uslanmaz. Müstehakını bulur. İnsanlar ve toplumlar layık olduğu şekilde yaşar ya işte öyle. Balık gibi toplumlar da ya oltaya gelir ya ağa takılır günün birinde. Çünkü hafıza yoksa, akıl da yoktur, ders alma da.
Halbuki zeki ve çalışkan toplumlar unutmaz…. Arşivleri yazılı veya zihinsel çok kuvvetlidir.
Öğrenmenin, korunmanın tek çaresi budur çünkü. Bilgi yığmanın, çoğalan bilgi sahibi olmasının, gelişmenin, tekamülün gereği budur. O bilgiyle ilerlemenin ve geçmişten ders alarak bir daha o hatayı tekrar etmemenin gereği budur.
Ülkesinde altı ayda bir darbe olan, petrol gelirlerinin şeyhler arasında pay edildiği, bombaların patladığı ülke ve toplumlara bakın. Kadınların parka yanlarında erkek olmadan gidemeyişlerine.
tarih muazzam başarı örnekleriyle olduğu kadar dev belalarla da doludur.
İyileri örnek almak, kötülerden dersler çıkarmak normal ve olması gereken iken… bunu ancak gelişmiş ülkeler başarabilir.
Ama bir de topluma unutturmak isteyen odaklar var. Maziyi, tarihi. Vizyon ve hayalleri değiştirmek.
Yazılı arşivlerin kilit sayısını artıran yahut kağıt fabrikalarına yollayan, tercüme etmek yerine yok eden…. odaklar.
Sözlükleri, ayet meallerini bile değiştirmeye cüret edenler. Okul kitaplarını değiştirenler.
Öğretmenlere, hocalara, hafızlara talimatlar verip yönlendiren, dijital yollarla hükmedenler.
George Orwell’in 1984 romanını hatırlarsınız. Onun gibi.
Yasaklanan sözcükler var mesela bazı toplumlarda. Adı konmamış sansürler, yanlı haberler. Millet, milli,yet kavramalrı mesela yasaklanırken, Allah, Peygamber isimleri yasaklanırken…. ideolojiler, deizm’ler, feminizmler gündem edilen toplumlar.
LGBT mesela …. Sokakta insanların eşcinsel diye lanetlediği insanlar aradan elli yıl geçince sıradanlaştı, dizilerde baş rol kapmaya başladı. Unuttuk mu o günleri.
En çarpıcı örneğim hatırlayacaksınız kediler ve köpekler yazım. Okuyun ve kediler cennetlik, köpekler şeytanken, aradan geçen çok değil kırk yılda köpek nasıl sadık dost, kediler nasıl nankör ilan edildi hatırlayın.
Velhasıl…. birileri unutturmaya çalışıyor güzel gerçekleri, belalardan dersler almayı ve biz rızamızla, cehaletimizle, umursamazlığımızla seve seve unutuyoruz. SOnra balık gibi o yeme bir kez daha bir kez daha dadanıyor ve nihayet yakalanıyoruz oltaya. Sazan gibi.
Hafızamız çok kısa, unutuyoruz unutmamak gerekenleri.
Sonuçta üzülüyoruz ama bunları hak eden biziz. Bir başkası değil.
Herkes layık olduğu gibi yönetilir. Biz de hak ediyoruz bu işleri. Dünya insanlığı olarak tabuları yıkmayı bir türlü beceremiyoruz, zincirlerimizi kıramıyoruz. Onlar kadar çalışkan ve azimli olmadığımız için.
bence.