Bahçe işleri ister küçük ister büyük olsun zevklidir, yorucudur ama sonunda insana kendisini yararlı, başarılı, dinlenmiş, başarmış hissettirir. Yiyeceğiniz doğal sebze ve meyvelerde cabası. Lakin bahçe işlerinde verim almak, güzel neticelere ulaşmak kolay değildir. Aşağıda kişisel tecrübelere dayanan on altın öneri bulacaksınız ki bir kısmına video veya web sayfalarında bile rastlayamazsınız.
Toprak tür ve çeşidi
Bahçenizdeki toprağı başka bir yerden getireceğiniz toprakla değiştirmek mümkündür ama bunun yerine toprak takviyesini, toprağın gübreleme, belleme, havalandırma, dinlendirme, fidanları her yıl farklı yerlere dikerek verim artırma seçeneklerini düşünün. Çim toprağı ile sebze fidanı toprağı bir olmaz. Toprağın sıkılığı, nem tutuş oranı sebzenize hitap etmiyorsa nafile denemeyin. Civarınıza bakın; hangi sebze ve meyveler yetişebiliyorsa Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, o ürünleri yetiştirin. Toprağa ince kum veya saman takviyesi yaparsanız sıkılığı nispeten azalır. Ama göreceksiniz ki bahçenizin bir köşesi bile diğer köşesinden farklılık gösterecek. Komşunuzla sizin toprağınız da farklılık gösterecektir. Fidanların dikim mesafelerini de aklınızdan çıkarmayın çünkü sık ve çok dikerseniz yeşil bahçeniz olur ama verim alamazsınız. Bitkilerse ferah yerleri sever çünkü topraktan alacakları besinler arttıkça verimleri yükselir. Üstelik güneş almalarını da diğerleri engellediğinden verimsiz kalırlar.
Bazı bitkiler bazı bitkilerle bir arada veya yakın olabilir. Mesela domates ve fasulye, salatalık. Bunların detayı için youtube’da bile pek çok örnek ve görsel var.
Tohumlama veya fidan seçimi
Hastalıklarla mücadelenin ilk kuralı o yöreden alınmış tohumlardan fidana geçmek veya yöresel fidanlar kullanmaktır. Çünkü bunlar o bölgede hasıl olan hastalık ve zararlılara karşı genetik olarak dayanıklıdır. Ata tohumları tabiki ilk tercihimizdir ama bulamıyorsak kendimiz de tohumumuzu bir önceki seneden ayarlayabiliriz. Bunun için ayrı bir yere fideyi dikip, hiç mahsul almadan, en alt ve güzel olanını (en alt çatala yakın olanını) kuruyana dek bekletiyoruz ve sonra tohumları hijyenik olarak ayırıp, peçete ile sarılı vaziyette (hava almasına imkan vererek, nemden arındırmış halde) seneye kullanıyoruz. Şayet tohumla uğraşamam diyorsanız ilçe veya köy kaynaklı fideler bulun. Bu arada istediğiniz kadar doğal ürün kullanın, komşularınız doğal olmayan şeyler kullanıyorsa arılar ve böcekler sizin bahçenizi de aşılayacaktır. İnternette F1, F2 vb. koduyla satılanlar doğal tohum değildir. Fidanlarınız oldukları yerleri zaten kendileri tohumlayacaktır ama bunu çok istemeyiz çünkü önümüzdeki sene için yer değiştireceğiz ve tohumun kalitesinden emin olamayız. Bu arada bazı bitkiler fidandan değil börülce, fasulye, barbunya, taze soğan vb. tohumdan dikilir. Bunu viyolde fidana dönüştürmek de olasıdır ama tercih sizin. Ancak şunu unutmayın; kuşlar diktiğiniz tohumların büyük bir kısmını çalacaktır.
Fasulye, barbunya türü bitkilerin tohumlarını tek dikmekten ziyade üçlü beşli dikmek, besin değerlerini düşürse de özellikle rüzgar alan yerlerde birbirine sarılacak bitkiler daha güçlü olacaktır. Dikim derinliği aldığınız tüplü fidanın toprak seviyesi kadardır. Tüpsüz fidan aldıysanız belinin yarısına kadar toprağa gömebilirsiniz.
Yer veya sırık fidan dikmek tercihi size bağlıdır. İkisinin de fayda ve mahzurları vardır. Ama tecrübelerim diyor ki yeriniz genişse yer fidanlarına yönelin. Rüzgardan korunsunlar, güneşi daha çok alsınlar ve daha verimli olsunlar. Ancak buna önceden karar verin ki tohum alırken satıcıya sorun; yer mi, sırık mı diye.
Aşırı soğuklarda sakın dikim yapmayın ve aşırı soğuk suyla sakın sulamayın. Bitki kendisini korumaya alır ve bir kaç gün uyur. Siz de durgunluğu anlamaya çalışırsınız.
Güneş , nem ve ısı durumu
Her bitkinin sevdiği ve sevmediği şeyler vardır. İnternette bunları kolayca bulabilirsiniz. Elinizden geldiği kadar bu kurala riayet edin ancak sulama sıklığınızdan, çapa zamanına kadar etkili olan husus o seneki sıcaklıkların artış ve azalışıdır ki sıcak havalar ile diğer aylar arasında fark olacaktır. Nem sevmeyen bitkiye çok su verirseniz kökü çürüyecek, su sevene cimri davranırsanız kuruyacaktır. Tecrübelerim bana şunu öğretti ki çok sulamak verim almanın yolu değildir. Aksine az sulama ile bitki neslini sürdürmek adına (!) derhal meyve verir ve şayet suyu kıskanmaya devam ederseniz daha verimli hale gelir. Ama bu susuz bırakın demek değildir. Baygınlaştığı anda su vermezseniz sararanları diriltmek neredeyse imkansızdır. İnanın bitkileriniz sizlerle konuşur eğer anlayabilirseniz! Çim nasıl gölge veya güneş diye çeşitleniyorsa, gölge veya güneş seven ağaç ve bitkileri internet ortamında araştırmakta fayda vardır.
Fidan dikimlerini de sabahın erken veya akşamın ikindi sonrasına denk getirin ve can suyunu sakın atlamayın. SIcakta dikeceğiniz bitkiler çok yüksek oranda tutmayacaktır.
Rüzgar durumu
Çiçek açan bitki ve ağaçların rüzgar sevmediği malumdur ama özellikle bazı çiçekler, tohumdan fidana dönerken tüm fideler esinti ister. Şayet serada tohumlarınız varsa çok sıcak ve durgun hava yakacaktır. Öte yandan diktiğiniz yerin hakim rüzgara bağlı olarak şiddetli ve sürekli rüzgar alıyor olması sizi üzecektir. Çok şiddetli rüzgar alan yerlerde bitkinin etrafına dikeceğiniz tahta veya kargılarla destek oluşturabilirsiniz. Ancak bağlama için naylon veya metal ip kullanmayın, pamuk ip kullanın. Bitkiyi yakmayın. Bağı da bitki gövdesini sıkmayacak kadar yapın. İleride alacağı çapı da dikkate alın ki ip büyüdüğünde gövdeyi sıkmasın.
Yetiştirme için hobi olarak veya ticari maksatla seranız varsa; viyollerle tanışmalı, fidan üretimini öğrenmelisiniz. Biraz zahmetli olsa da tohumu bilmek ayrıcalıktır, kötü sürpriz yaşamazsınız, fidanların büyümesini görmek ilham vericidir, maliyeti düşüktür, fidanları doğrudan ekmek yerine size düzgün sıra yapma imkanı verir gibi vs. pek çok avantajı bir arada yaşarsınız.
Belleme ve çapalama
Toprağın havalandırılmasındaki en mühim husus köke zarar vermemektir. Yatay köklü bitki ve ağaçlar için çapanızı dik tutarak ve dik vuruşlarla çapalayın. Derine inen köklü bitkiler için daha rahat olabilirsiniz. Ama unutmayın ağaçların mesela kökleri taç genişlikleri kadar yayılır. Kopardığınız her kılcal veya ana kök ise bitkiye / ağaca zarar verir. Dikimden önce bellemek asla yetmez. Ara çapalama çok mühimdir. Bu sıklık bitkiye göre değişirse de yaklaşık on beş günde bir çapa yapmak faydalıdır. Ara çapalamalarda gübre takviyesi de yapabilirsiniz ki börülce, patlıcan gibi sebzeler buna bayılır. Boğazlama ise çapalama esnasında fidanın neredeyse bel ortasına kadar çapalanmış toprakla örtülmesidir. Şahsen bunun faydasını çok gördüm.
İlaçlama ve hastalıklarla mücadele
Bitkinize sağdan soldan, komşudan veya tabiattan zararlı böcek istilası kaçınılmazdır. Lakin karıncaları bundan saymayın. Aksine karıncalar dostunuzdur ve bit, amip gibi zararlıları etkisiz kılarak size yardım ederler. Ama kimyasal ilaç kullanırsanız onlar da ölecektir. Verim artırıcı veya asalak öldürücü kimyasal ilaçları kullanırsanız kısa sürede başarı elde edersiniz lakin bitkiniz doğallığını kaybeder ve toprağınız zehirlenir. Beş – on sene sonra ise o toprak ölür. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Siz o bahçeden ticaret yapmayacaksınız. Bu yüzden arap sabunu, aspirin, ısırgan otu, sarımsak, acı biber, sarımsak kabuğu gibi şeylerden kendi ilacınızı yapın. Verim artırmak için de mesela yumurta kabuklarını bir hafta sirkede çözdürüp köklere verin.
Zararlılara en hassas sebze muhtemelen domatestir. İnce kabuğu ile hem toprağın fakirliğinden hem haşerelerin temasından kolayca zarar görür. Bunun için tavsiyem; domates sıra aralarına lavanta, fesleğen, reyhan, kadife çiçeği dikmeniz. Bunlar kokusu ile böcekelri kaçırma kabiliyetindedir. Acı biber de aynı şekilde aralara dikilebilir.
Budama, aşılama
Bu usta işi olsa da usul bilindikten sonra çok zor değildir. Lakin zamanlama çok önemlidir, doğru parça almak ve doğru yere kaynatmak da. Göz, kalem gibi pek çok çeşit olsa da hangisini kullanacağınız bitkiye ve zamana göre değişir. Budana zamanları ise daha ziyade ağacın uykuya yattığı veya uyanmak üzere olduğu zamanlardır, yani sonbaharın sonu ve ilkbaharın başı. Ara zamanlarda da aşı olabilir ama gözler yoksa göz aşısı yapamazsınız. Kalem aşısı belki olur ama tutturmak zordur. Tüm faaliyetlerde şunu sakın unutmayın; bu işte başrolde siz yoksunuz, bitkiniz var. Yani siz değil o nasıl ve ne zaman istiyorsa, nasıl istiyorsa ona göre davranın.
Gübreleme
Doğal gübreler kullanırsanız alacağınız mahsüller de doğal olacaktır. Kimyasal ilaç veya zehirlerle bitkinizi güzel ve verimli yapabilirsiniz ama tabiatta var olan hayvan pislikleri, kuru otlar, bakla gibi azot içeren bitkiler (meyveye dönmeden hemen önce koparırsanız) işinizi fazlasıyla görecektir. Ben keçi gübresi ile takviye olarak solucan gübresi kullanıyorum ki gayet memnunum. Bu arada inek gübresi manas kurdu yapar. Mümkünse koyun veya keçi gübresi kullanın. Bahçenize dana burnu dadandıysa da ilaç kullanmaktan başka şansınız yok ama bunu kullanırken bahçeye gelecek kuşlar için de risk yarattığınızı aklınızdan çıkarmayın. Solucan gübresinin ise yan etkisi yoktur.
Sulama sıklığı
İlk kural sulamada yapraklara değmemektir. Özellikle sıcak havalarda. Çiçekler belki ama sebzeleri dipten, yapraklara değmeden sulayın. Bu ilaçlama yaparken de önemlidir. Şayet yaprağa değmemesi gereken bir ürün kullanıyorsanız ve değerseniz o yaprak ve muhtemelen bitki ölecektir.
Birileriyle rekabete asla girmeyin. Bu sizi telaşa, fazla sulama veya gübrelemeye sevk eder ki yanlış yaparsınız. Çünkü tohumdan toprağa her şeyiniz farklıdır ve doğal üretim gayesindeyseniz zaten hızlandırıcı kullanmanız yakışık almaz.
Bitkinin su ihtiyacı tespitinde aslında çok basit bir yöntem var. Saksı veya topraktan bir avuç toprak alın elinize ve avucunuzu hafifçe sıkın, köfte yapar gibi. Parmaklarınızı açtığınızda toprak un gibi dağılıyorsa su ihtiyacı vardır, toprak köfte şeklinde (nemden dolayı) dağılmadan kalıyorsa su istemez. Ama dedik ya sıcak ve ılıman havalarda bile sıklığınız değişecektir. Şayet yapraklar gündüz bayılıyorsa panik yapmayın, sıcaktandır. Yok eğer akşam saatlerinde de bayılıyorsa su istiyor demektir. Unutmayın çok su hava almasını engeller, kökü çürütür, demir eksikliğine sebep olur. Az su öldürür. Kıvamını size bitkiniz söyleyecektir. Mesela kavun çiçeğe kadar su ister, sonra istemez ama karpuz meyveye kadar az su ister meyveden sonra çok suya bayılır. Keza fasulye, patlıcan, marul, salatalık, börülce gibi bitkiler suyu severken, sanılanın aksine biberler çok su istemez. Biberin sulama miktarı deyim yerindeyse ölmeyecek kadardır.
Damlama sistemi bir kaç yönden faydalıdır ve maliyeti de sanıldığı kadar yüksek değildir. Üstelik size mesela bir zamanlayıcı kullanırsanız esneklik sağlar. Evde yoksanız bile sulama yapabilirsiniz. Sulamayı damlalarla ve doğrudan köke yaptığı için, yedire yedire yani göllenme yapmadan suladığı için bu sistem gayet iyidir. Üstelik sulama suyu kaynağına vitamin veya ilaç verirseniz tek tek uğraşmak yerine sistemdeki tüm bitkilere ulaşmış olursunuz. Dahası bu usulle su tasarrufu da sağlarsınız. Sular kesik bile olsa kendi deponuzdan sulama kaynağı oluşturma şansınız da vardır.
Hasat zamanı
Sebzelerin hasat zamanı sabahın erken veya akşamın ilk saatleridir. Sakın öğlen hasat etmeyin. O fidandan tohum alacaksanız tohum alamdan önce sakın meyve koparmayın. Hasattan önce sulama yapmayın ama hasattan sonra mutlaka sulayın. Bostan meyvelerinin hasat zamanı (örnek olarak) meyve saplarının iki santim üstündeki kılcal dalın kurumasıdır. Şayet seneye de yaşamaya devam edecek bitkileriniz varsa kışa hazırlarken gerekli talimatlara mutlaka uyun. Don olayı çok önemlidir. Böyle bir ihtimal varsa altı açık kalmak şartıyla üstten geniş bir naylon geçirebilirsiniz.
Bitkiniz siz mahsul aldıkça yenisini verecektir. Çünkü onun derdi hayatta kalmak ve neslini sürdürmektir. Hasat yapmazsanız, yeni meyve vermesi için sebebi olmayacaktır.
Özetle;
Bahçe işleri zevkli ama yorucudur, uzun solukludur. İlk senelerde yüksek verim kolay değildir. Lakin bahçenize alıştıkça, çalışkan da olursanız, takipçiliğiniz de yerindeyse korkmayın en geç iki sene sonra alışacak ve güzel meyveler alacaksınız. Ancak kural; siz nasıl istiyorsanız değil, bitki nasıl istiyorsa şeklindedir.
Benden demesi.
İleride daha fazla detay veririm.