Ayağınız yere sağlam bassın
Ayaklarınızı yere sağlam basın yazımda mesela cep telefonları ile konuşurken yürüyenleri örneklemiş, kazalardan bahsetmiştim. Şimdi bir adım daha ileri gidiyorum ve adeta yaşam koçluğu yaparak hayatta başarıya giden bir kaç yoldan, hiç olmazsa kötü sürprizlerle nasıl karşılaşmayız hedefinden bahsedeceğim haddim olmayarak.
Ayakları yere sağlam basmak ilkesini ben tüm dostlarıma nasihat ediyorum. Düşmemek için, tökezlememek için, komik durumlarda kalmamak ve mahçup olmamak için bilmemiz gereken ne varsa bilmeyi, doğru yoldan gitmeyi, sağlam argümanlar kullanmayı, yanlış yollara düşmemeyi, doğru hedef seçmeyi kast ediyorum.
Düşmek yazımda değişik düşüşlerden bahsetmiştim. Bu bir kaza, normal ve utanılacak bir mesele değil. Ama komik. Mesele yeniden ayağa kalkabilmek, duygusal ve fiziksel olarak. Ama şimdi nasıl düşmeyiz konusuna vurgu yapmak istiyorum.
Bence insan uygun yollardan ilerlemeli ilk iş hayatını yaşarken…. İlk şart bu ayakları yere basmanın. Dikenli, taşlı, kayalık yollarda sağlam basamaz insan, ayağı burkulur…. Hileye, kumara, maceraya, hayalperestliğe adanmış hayatlar, bataklığa düşmüş beklentiler var bu yolda…. Çirkin tuzaklarla dolu, karanlık patikalarda ayakları yere sağlam basmak mümkün değil.
İnsanın sağlam pabuçları olmalı…. işine, hislerine, bilgisine, risklerine, hedeflerine uygun…. Öyle her ayakkabıyla yürünmez hayat yolunda. Çimlerde yüksek topukluyla yürümek mesela yarı yolda bırakır insanı.
İnsan aydınlıkta kalmalı yürürken, önünü görebilmeli. Dipsiz kuyulara, olmayacak maceralara atılmamalı kolay para kazanmak hırsıyla, çok yüksek hayallere ulaşmak sevdasıyla….
İnsan tutunmalı gerektiğinde dala, ağaca, duvara…. düşmesin diye. Sağlam dostları olmalı yanı başında…
Bilgisi, güveni, saygısı olmalı insanın önce kendisine, sonra etrafına ayaklarını yere sağlam basmak için….
Acele etmemeli insan yürürken, dururken bile…. telaş hata yaptırır, hayat kısa ama o kadar da değil. Acele iş plansız iştir. Gerek yok. Enerjiyi dengeli harcamak, hata yapmamak gerek.
Bir yol tuttu mu, hele doğru ve güzelse bu yol, ikide bir de fikir değiştirmemeli, başka başka yollara sapmamalı insan….
Ayağa taşlar, dikenler battı diye yürümekten vazgeçmemeli insan….ufak sorunlar nedeniyle pes etmemeli.
Bağcıkları iyi bağlanmış olmalı insanın….. tökezlememek, kendisini düşürmemek için….
Görünen, görülebilen, erişilebilen yollardan gitmeli insan bazen ufak riskler alsa ve kestirme yollara müracat etse de. Ama kısadan gitmek için dağın zirvelerinden dolaşmaya niyet etmemeli.
Ayaklar güçlüdür ama taşıyabileceği yük bellidir. Omuzlarında çok yük olmamalı insanın dururken, yürürken, otururken…. ayakları titrememeli hayatın sorumluluklarından, yüklerinden dolayı.
Güneşli havalarda yürümeli insan, puslu havalardan sakınmalı, bilinmedik yollardan uzak durulmalı, karlı, tipili havalarda yürümeye kalkmamalı acil değilse…. zarar görmemek için.
Yorulduğunda durup dinlenmeli insan hayatın koşturmacalarına ara verip…. hep çalışarak, yürüyerek geçmez hayat…. motoru susturmak gerek bazen, bazen hayata mola vermek…
İtenlere, omuz atanlara karşı dengeli olmalı insan, ilk salvoda yere düşmemeli… İradeli, kararlı olmalı ilerlerken, dururken….
Başı dik yürümeli insan, alnı açık, namuslu, haysiyetli…..
Uygun kıyafetler olmalı üstünde insanın ayaklarını sağlam basmak için yere. Yazın ince, kışın kalın giymeli…. Duruma uygun donaımlı olmalı, hazırlıklı olmalı değişimlere, kendisini geliştirmeye açık ve hazır olmalı.
Yanında bir miktar azık ve su olmalı insanın sevgi gibi, umut gibi, hoşgörü ve sabır gibi….
Beresi, gözlüğü, çantası uygun, kullanılabilir, bakımlı ve yeterli olmalı insanın bu yolda ilerlerken…. İhtiyatlı olmalı, dikkatli olmalı, çukurlara dikkat ederek yürümeli….
Haritası olmalı mesela elinde doğru yerleri gösteren…. eğitimle, inançla, nasihatle, tecrübeyle kaleme alınmış… Bir tur veya seyahat broşürü olmalı mesela elinde yürürken….. yan yolları gösteren.
Yandan gelecek çığlara, toprak kaymalarına, bataklıklara karşı baltaları, kazmaları, halatları olmalı insanın…. çadırları olmalı soğuklar için, şemsiyeleri olmalı yağmurdan korunmak için….. Kitapları olmalı aklının kütüphanelerinde sıra sıra, okudukları, öğrendikleri olmalı zihninde, sevdikleri olmalı kalbinde, valizinde…
Valizinde hatıraları olmalı berrak, tarih kokan….
Yanlış insanlarla yürümemeli insan bu yolda, yanlış olduğunu anladığı halde ya ondan kurtulmalı, ya yolunu değiştirmeli…. Yanlış yöne gittiğini anlarsa, hissederse dönmeli, dönemiyorsa ilk fırsatta doğru yola yönelmeli insan…
Kendisini yanlış yollara sevk edenlerle arasına mesafe koymalı insan, sürü gibi uçuruma yürümemeli, koyun gibi güdülmemeli….
Umutla yürümeli insan, sevgiyle…..
Yorulsa da yürümeye devam etmeli, pes etmemeli insan….
Ayak sağlığına dikkat etmeli insan. Kıymetini bilmeli bacaklarının, bedeninin…. aklıyla bedenini ortak gayede buluşturmalı… hedefe giden.
Bir serin ağaç gölgesinde ferahlamalı insan yazları, kışları bir ateş başında durup hayatı dinlemeli…. nerede olduğunu fark etmeli insan hayat yolunda…. daha ne kadar yolu kaldığını….
Merak etmeli, etrafını gözlemeli, hayata hayran olmalı ilerlerken insan…. kendisinden başka dünyaları görebilmeli, el ele tutuşacağı diğer yolcuları arayıp bulmalı, karşısına çıkan güzel insanlarla birleştirmeli yolunu…. emek ve gaye birliği yapmalı…
Çocukluğunu yanına almalı insan yürürken, gençliğinin heyecanlarını…..
Pusulası olmalı cebinde insanın, ara sıra istikamet kontrolü için…. dostlardan, kitaplardan, bilgilerden, inançlardan teşkil…
Hayalleri, umutları olmalı yanında, ailesinin sesi olmalı kulaklarında, sevdikleriyle yürümeli mümkünse, duygularını sırtlamalı omuzlarına…
Pişmanlıkları geride bırakarak, keşke’lerden kurtularak yürümeli, yere basmalı insan…
Düşerse hemen kalkmalı insan yardım beklemeden, yardım eli uzatanı iyi tanımalı, dost mu düşman mı diye…. her düştüğünde yılana sarılmamalı mesela…
Dizleri kanasa da, ayakları çatlak çatlak olsa da kendisi kendisine bakabilmeli insan başkalarına muhtaç olmadan…
Bazen deliler gibi hür olmalı, hürriyet şarkıları söylemeli insan deli deli…. ayakkabılarını çıkartıp, utanmadan, sıkılmadan çimlerde yalın ayak dolaşıp şarkılar söylemeli….Yağmurda dans etmeli mesela ayakkabısız ayaklarıyla…
Gece gündüz demeden yürümeli insan, dinlenerek, pes etmeden, vaz geçmeden, ertelemeden….. yola, yolculuğa son vermemeli insan çıkmaz yollara düşse de, düzelmeyi dilemeli…. intihar etmemeli.
Trene, vapura binse de ara ara yürümeyi tercih etmeli emin adımlarla…. yolu olmayan yerlere bile gidebilmeli insan korkusuzca…. ama tedbirlerle….
Her gördüğü yerde, her gördüğü kişide yeni hayatlar, yeni dersler bulmalı insan…..yeni yemekler, zevkler tatmalı….
Balık avlamalı bazen, bazen buğday ekmeli daha iyi tanımak için balıkçıları, çiftçileri, hayatı tanımalı, hayattan kopmamalı….
Yolcularla arasına dağlar, denizler koymamalı, kibirle, servet büyüklenmeleriyle…. aşağılamamalı yürüyemeyenleri…
Parayı, makamları sırtına yüklememeli, öne sürmemeli, insan olduğu için, adam olduğu için saygı görmeli gittiği yerlerde…. nezaketiyle, bilgisiyle, tecrübesiyle… insanlığıyla.
Engellilere yardım etmeli, muhtaçların elinden tutup kaldırmalı, hızını kesmeden, oyalanmadan ama onları yüz üstü bırakmadan ilerlemeli….
Ayağınız yere sağlam bassın diyorum ya…. yürümek için evvela ayağa kalkmak, ayakta durmak, ayakta dik durmak gerek. Sonra ilerlemeyi istemek, geriye gitmemek, tedbirsiz yürümemek, tek başına kalmamak, güzel yarınları hayal etmek gerek….
Yürümek, sağlam ayaklar ister… Hayat yokuşu dik…. dinamizm ister…. mesafe uzun dayanıklılık ve sabır ister….
Azık ister, bilgi ister, donanım ister, aydınlıklar, aydın çevreler ister, güven ister haydutlara karşı….
Bence insan önce ayakta durmayı öğrenmeli sıkıca, sağlamca, sonra düşe düşe düşmemeyi….