Amerikayı yeniden keşfetmek
Tabir aslında sahtekar kâşiflerin, ellerindeki haritalarla sözde keşif yapmış izlenimi vermesiyle alay etmek için çıkartılmış. Kolomb ve Amerika’dan bahsediyoruz. Ama bugün bu deyim farklı anlamda kullanılıyor ve herkes için.
Maluma tarif gerekmez derler. Alenen ortada ve bariz olan bir şeyi yeniden sorgulamaya gerek yok manasınadır. Amerika’yı yeniden keşfetmemek deyimi de aslında aynı yere çıkan farklı bir söylemdir. Bulunmuş, bilinen verileri yeniden araştırmamak demektir. Zamana göre bazı tadilatlar yapılabilir, yeni bilimsel verilerle tüm keşifler yeniden sorgulanabilir ama buradaki gibi somut bir olayda masrafa, güç kaydırmaya, emeğe gerek yok demektir.
Hayatımızda nice keşfedilmiş ülkeler var ve çoklukla o ülkeleri sorgulamadan yaşıyoruz. Ama bazen nasihatlere, dilek ve temennilere, ikaz ve ihbarlara kulaklarımızı öyle tıkıyoruz ki (nefsimizin benciliğiyle) bilinen ülkeleri yeniden keşfetmek ısrarına düşüyoruz. Ta ki kaçınılmaz son başımıza gelip üzülene dek.
Enerjimizi, aklımızı bazen öyle inat uğruna gereksiz yer ve şeylere yönlendiriyoruz ki boşuna para ve güç kaybediyoruz.
Hakikat ortadadır. Değişebiliyorsa zorunlu sebepler hariç zaten o hakikat değildir, mutlak hiç değildir. Hakikatse bizim onu değiştirmek için göstereceğimiz emek ise nafiledir.
Geçmişten ve yaşananlardan dersler çıkarmak akıllı insanın en büyük meziyetlerindendir. İşte bu söz aslında en kısa bu şekilde meal edilebilir. Güzel anlamda emek tasarrufu, kötü anlamda ders çıkarmak gayesi burada sayfa ayırma sebebimizdir.
Bu arada nice ortada aleni olan mesele vardır ki bizler o gerçeğe kulak tıkarız ve maceralar peşinde koşarız. Yani gözümüzün önündeki nice Amerikalar varken bırakır, başka maceraları hayatımızın hedef listesinin tam ortasına koruz ki hayatımız boş hayal ve idealler peşinde heba olur gider.
Yani …. Amerika’yı yeniden keşfetmek akıl karı değil. Aksine birikimlerden ama seçerek faydalanmak ve üstüne koymak çok daha zekice. Hem bu yolla enerji de tasarruf edilir.
Bence.