Altın ve gümüş (Au – Ag)
Dinimiz; biriktirmek yerine yardım etmeyi, cimriliği değil cömertliği (ama muhtaç duruma düşmeden), geleceği o bir avuç altına güvenerek değil Allah’a güvenerek yaşamayı emreder. Oysa insan altını tarih boyu sevmiştir. Özellikle vaktinde Kralların baskısıyla gayri menkullerini terk etmek zorunda kalan ve bundan sonra sonsuza dek menkule yatırım yapmak işçin yemin eden (!) birileri. Çünkü altın güç demektir. Ayetler şöyle;
“Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.” (Al-i İmran 3/14)
Olayın küresel-mali yönü ise şu şekilde;
Denver havaalanının 1990 yılında temeli atıldı, 28 Şubat 1995’te hizmete girdi. Orada bir taş levha üzerinde Au-Ag harfleri dikkat çeker. (Bu iki hece Altın ve gümüşün simgesidir ayrıca Hepatit B aşısına verilen isimdir. Rivayete göre bu aşı AİDS ve ebola virüslerini tetiklemek için çıkartılmıştır.) Lakin son yıllarda kripto paranın sıkça gündeme gelmesi ve rezerv kripto para teminatı olarak anılmasıyla gördük ki Au ve Ag yani altın ve gümüşe tüm ülkeler rağbet etmekte, yeni dünya ekonomisine güçlü başlamak için rezerv para karşılığı olarak, mal varlıklarını bu iki madene tahvil etmektedir. Yani o taşa kazınmış mana madenlerle alakalıdır.
Peki Denver havaalanında daha 1990’lı yıllarda bu maden isimlerinin mermerlere kazınmış olmasının, kripto paralarla alakası nedir? Bu sembolizma gerçekten de Kripto para rezervini tasavvur ediyorsa ve küresel ekonomi gerçekten de o tarihten itibaren bu madenleri istiflemeye başladıysa ki genel kanaatimiz odur yakın zamanda bu madenlerin fiyatları yirmi kattan fazla artacak demektir.
Dolar ve Avro altın karşısında bu nedenle hezimete uğramaya mecbur ve mahkumdur. Çünkü yeni dünya rezerv parasının teminatı altın ve gümüş olarak çoktan belirlenmiştir. Dijital-sanal-kripto para hayata geçtiğinde kağıt para yürürlükten kalkacak, kıymetli maden ve reel üretim karşılığı olan dijital rezerv para (kripto para) kullanılacaktır. Ülkelerin ayrıca kripto parası olacak ve bunlar da kağıt olmayacaktır. Lakin vatandaş paralarının karşılığı da yine yastık altındaki altın ve gümüş olacaktır. Kağıt para zaten elektronik paraya geçmiş vaziyettedir, şimdi de dijital paraya evrilecektir.
Yurdun dört yanında yerli-yabancı firmalarla altın aranıyor. Merkez bankaları fiyatları düşürmek için sanal-kağıt altınları satıyor, sonra gerçek altınları düşük fiyattan alıyor. Parayla para kazanmak, kapitalist sistemin vazgeçilmezidir. Kredi, faiz, repo, senet, çek, tahvil, borsa oyunları sanal alışveriştir, haksız kazanç vesileleridir. Ticaretin doğrusu nakit, gerçek paraya dayalı, makul getirili, helal ve elden olanıdır.
Vaktiyle para, kur, kredi oyunlarıyla devlet ve halkları borçlandıran sistem kurucular, şimdi kendi hatalarını yok sayarak ve mevcut sistemi kötüleyerek ama daha kötü bir sistem önererek karşımıza çıkıyor ve tekelleştirmeye çalıştıkları dünya ekonomisini dijitale taşırken, devlet-halk irtibatını koparmaya, sınırları ve milliyetleri kaldırmaya, vatansızlar sürüsü yaratırken maaşa muhtaç, dilenci bir insanlık hayal ederken, dijital (kripto) para ve evrensel temel gelir (maaş) ile bu zor ve sıkıntılı sistemi yenisiyle KOMPLE değiştirmeyi öneriyor. Çok yakında BM’in bir toplantıyla hem de oybirliğiyle Kripto parayı teklif edip onaylayacağı da açıktır.
Ülkemizde sıkça ve yaygın olarak rast gelinen altın madeni arama haberlerinin çıkış noktası budur. Merkez Bankaları kağıt parayı süratle terk ederek değerli madene kaymaktadır, ‘altın, gümüş, platin ve palladyum’ üzerinden dünyada gizli bir kıymetli metaller savaşı yaşanmaktadır. Tam bir kanuni dolandırıcılıkla bazı bankalarda gümüşte 1’e 250, altında 1’e 40 fazla satış söz konusudur. Yani gerçek 1 altına karşılık satılan miktar (tahvil altınlar) tam 40 altındır. Yarın ödeme anı geldiğinde hiçbir kurum bu karşılığı kaldıramayacağı için çöküşte bununla gelecek, para işte o kaos anında ölecektir. Sonrası ise kripto paradır. Şu an bankalarımızda bulunan sanal doların % 10’nun ve sanal altının % 25’nin karşılığı yoktur.
İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nün 2011 yılındaki küresel şirket kontrol ağı raporuna göre; dünyadaki 43.060 uluslararası şirket ve küresel ekonominin % 40’ı gerçekte tek bir varlık olan 147 ulus üstü şirketin elinde. Bunun da % 75’i finans ve bankacılık. Küresel diktaya ait bu rakam p(l)andemiyle % 60’ları geçmiş halde. Global medyanın % 95’i, sosyal medyanın daha fazlası küreselciler elindedir. Algı yönetiminde onlarla kimse yarışamaz. Uluslararası alışveriş siteleri hangi dijital parayı seçerse o para öne fırlayacaktır. Varlık fonlarının teşkili de bu maksatladır. Bugün nasıl Katar diye bir devlet sermayesi yok, varlık fonu adıyla Rothschild Küresel Yatırım Ortaklığı varsa, çok yakında tüm dünyada da sanal varlık fonları olacak, paranın sahipleri ülkeler değil şahıslar olacaktır.
Altının potansiyel fiyat hesapları şöyledir; 2 yöntem vardır, sonuç aynıdır;
ABD’de bugün resmi olarak basılan ve emisyon hacmini oluşturan para miktarı toplam; 7 trilyon dolar. ABD’nin altın rezervi ise 8.000 ton. Eşitlenirse, gram altının gramı bu hesapla FED’e göre reel ve potansiyel olarak 875 dolar olmalı. 31,1 gram bir onstur. Altının ons fiyatı da bu tabloya göre 27.212 $ olmalıdır. Borsa gıda üretim endekslerine bakılınca da ons için rakam 26.500 $ olarak bulunur.
Peki şu an altının ons fiyatı kaçtır? Neden çeyrek altın düşük değerde? Satışlar artsın ki birileri ucuzken ve henüz halka duyuru yapılmamışken toplayıp yarın için kenara koyabilsin diye! Bu birilerine öncelikle ülkelerin merkez bankaları dahil. Bu yüzden yatırım aracı arıyorsanız sola sağa fazlaca kafa yormayın.
Benden demesi.
Dolayısıyla Altın ve gümüş (Au – Ag) geleceğin en kıymetlileri olacakken bizler hala kağıt paralarla, faizle oyalanıyoruz. Oysa karanlık odaklar olayın adını çok önceden koydular bile.
NOT: 1971-1980 arası dünyada altın fiyatları 24 kat artmıştı. 1999-2011 arası 7,5 kat, keza 1932’de de. Şimdi yeni bir dönemdeyiz. Bu bir yatırım tavsiyesi değil, nasıl köleleştiriliyoruz ve köleleştikçe nasıl fakirleşiyoruz mesele bunu anlamakta.
İlginizi çektiyse küreselizm sayfamızı da ziyaret edin.
Buna da bakabilirsiniz; Denver Havalimanı