Aile içi şiddet ; Kadına şiddet
Bu ayın başlarında Dünya kadınlar gününü kutladık. bende acizane bir kaç satır karalamıştım kadınlarımıza hitaben. Demiştim ki erkek kadın olmaz, insan olur…. Kadın hakları da olmaz, insan hakları olur ….
Ama malesef ekranların cımbızla ve özenle çektiği ve sunduğu haberlerde de görüldüğü üzere kadına şiddet sıkça görülüyor sokaklarda. Ya hane içlerinde? Kadınalr evde mutlu mesut yaşıyor mu?
Perdeler diye bir yazı yazmıştım bir ara… okumanızı dilerim. Akşam olup herkes eve çekilince, her ev cennet değil malesef. Kimisi işkence odası gibi, kimisi ölü evi gibi…. kimisi de dayak odasını andırıyor…. Mutsuz, korkak, endişeli, kaçacak yeri olmayan kadınlar var o evlerde….
Kadın ve erkek iki, ayrı cins. Hepsi o kadar. İkisi de insan, eşit, benzer. Ayrım ve aşağılama şiddete yol açıyor evde de sokakta da. İş yerlerinde bile bu ayrım var. Ayrım demekse birinin diğerinden üstün olması demek oluyor ki kadınların hiç şansı yok üstün olmak için… Çünkü erkek egemen bir toplum dünya ulusları.
Bunu bir yere kadar anlayabilirim… kabiliyet, fiziksel güç, eve para getirme, çocuğu terbiye etme, güvenlik, ekonomi vs. derken sayısız etken var, fark var. Ama aşağılamayı anlayamam. Çünkü doğarken kimse cinsiyetini kendisi seçmedi. O erkeklerin bir kısmı mesela kadın olabilirdi…. o zaman?
Gelelim şiddete. Aşağılama, güç kullanma serbestisi veriyor cahil erkeklere…. sokakta, evde hiç fark etmiyor.
Evde….. dayak var, açlık var, azar var, yasak koyma var, dini bahane edip sokak yasağı koyma var, en ufak iffetsizlik tehlikesine karşı bile özgürlük kısıtlama var, kadın birey değilmiş gibi, psikolojik şiddet var hiç olmazsa, narsist yaklaşımlar var….
O perdelerin arkasında ağlayan, gözü mor, kolu kırık kadınlar var….
Erkeklere peşkeş çekilenleri var, sokağa salınmayanları var, başı açık gezemeyenler var, eve misafir alamayanlar var, para için fuhuşa sürüklenenler var, işsiz kocasına para getirmesi için ahlaksız veya zor işlere gönderilenler var, dilendirilenler var, boşanması için dövülenler var…. cahil ve zalim erkekler kadını döverek, eş aldığı insanı insanlıktan çıkartarak erkeklik göstermek hevesinde…. çocuk da nasibini alıyor bundan…
Bile isteye cahil bırakılırsa kadınlar, kızlar, toplumun geleceği son nokta bu ibretlik tablodur malesef….
Erkek güçlüdür ama kadının gücü bilgiden ve adaletten alması gereken güçtür. Malesef bu konuda zayıfız. Kadınalr boşanmaya bile yeltenemiyor baba evine dönmek yok diye, dayağa razı oluyor…. namusuna söz de gelse, ahlaksızlığa da zorlansa kimseye söyleyemiyor….
Aşağılanıyor, köleleştiriliyor ve hakkını arayamıyor.
Aile içi şiddet ; Kadına şiddet konusunun toplumsal hayatta o kadar çok sıkıntısı ve uzantısı var ki çocukların eğitimlerini bile etkiliyor bu kötü örnekler, cinayetlere bile emsal teşkil ediyor.
Sonuç; özgüvensiz kadın, kaçıp kurtulmayı bile düşünemeyen bir köle, hizmetçi anne, çocuğun bile dinemediği bir ebeveyn.
Kadın evlerde de kan ağlıyor…. En okumuşun evinde dahi psikolojik şiddet var, aşağılama var….
Hak etti diyor….. hiç bir insan hak etmez. Suç varsa ortada bunu verecek olan da adalettir. Dövmek, öldürmek ne demek? Birlikte bir ömür geçirmek zorunda değil kimse….
bence.